Bornova, Karşıyaka, Seferihisarlılar yeni bir yaşama hazırlanın

Geçen hafta, bulutlarla kaplı Almanya’nın bile güneşle ısınıp elektrik üretirken, yılın 300 günü güneş parlayan İzmir’in başının üzerindeki talih kuşundan faydalanamadığından söz etmiştim. Meğer aynı düşüncede ne kadar çok kişi varmış. Hürriyet Ege İdare Müdürü Murat Gökerti, yazımı bazı belediyelere göndermiş, Bornova Belediyesi’nden cevap gecikmemiş. Başkan Kamil Okyay Sındır, sürdürülebilir enerji konusunda Avrupa’da en etkin kuruluş olan Enerji Şehirleri Birliği’ne Bornova  Belediyesi olarak üye oldukları bilgisini vermiş. Hatta Enerji Şehirleri Üst Kurulu’nda Türkiye’yi temsilen Bornova Belediyesi bulunuyormuş. Zaten diğer iki üye de yine İzmir’den, Karşıyaka ve Seferihisar belediyeleri imiş.

 

Enerji Şehirleri’ni iyice anlayabilmek için Başkan’la görüştüğümüzde, 2020’ye kadar karbondioksit salınımını yüzde 20 azaltmak için, Covenant of Mayors’ı (Belediye Başkanları Taahütnamesi) imzaladığını söyledi. Şimdi proje aşamasındaymışlar. Uygulama zamanı geldiğinde Bornova’da karbondioksit salınımını azaltıcı önlemler yürürlüğe girecekmiş. Örneğin; bisiklet kullanımı teşvik edilerek, nüfusun yüzde 10’unun bu yolla ulaşım yapması önlemlerden biri olabilirmiş. Ya da konut ve sanayide yeni inşaatlara ruhsat verilerken enerji tasarruflu aydınlatmalar, bahçelerin güneş enerjisiyle aydınlatılması gibi zorunluluklar getirilebilecekmiş. Başkan Sındır, “Geçen yıl belediye binasının tüm aydınlatmalarını florasandan ledli lambalara geçirdik, elektrikte yüzde 80 tasarruf sağladık” diyor. Görünen o ki, 2013’ten itibaren Bornovalılar yaşam biçimlerini karbona göre ayarlayacak. Tabii aynı durum taahhütnameyi imzalayan Karşıyaka ve Seferihisarlılar için de geçerli olacak.

 

Bitki yerine güneş enerjisi

Başkan Sındır, Londra’daki dört yılık doktora döneminden bir Alman arkadaşının güneş enerjisinden elektrik üretimini anlattı. Arkadaşı 7-8 yıl önce çiftlik evinin çatısını güneş paneliyle kaplamış. Burada üretilen elektrik merkezi sisteme bağlanmış. Devlet, arkadaşının ürettiği elektriği teşvik için o yıllarda kilowat saati 59 euro centten almış. Bugün ise güneş enerjisi yatırım maliyetleri azaldığı için teşvikler de azalıp kilowat saati 39 euro cente kadar inmiş. Yine de arkadaşı tükettiği elektriğe 29 euro cent ödediği için kilowatta 10 cent kazanmaya devam ediyormuş. Bugünlerde Almanya’da özellikle otoyol ve demiryolları kenarlarında teşvik daha çok olduğu için birçok çiftçi bitki yetiştirmeyi bırakıp tarlalarını güneş panelleri dizmeye başlamış.

 

Özetle, nükleer santral yapımından vazgeçen Almanya, kaynaklarını güneş enerjisinin yaygınlaştırılmasına harcıyor. Hem gökyüzünden hammaddesi bedava enerji üretiyor hem de vatandaşlarına kazandırıyor.

Selim Türsen / www.hurriyet.com.tr

27.11.2012

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR