Güneşimiz Amerika’dan görülüyor ...

 

Diğer kaynaklar içinde, Güneş Enerjisinin Türkiye’deki yeri nedir?

 

Ülkemiz, coğrafi konumu nedeniyle sahip olduğu güneş enerjisi potansiyeli açısından birçok ülkeye göre şanslı durumdadır. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünde (DMİ) mevcut bulunan 1966-1982 yıllarında ölçülen güneşlenme süresi ve ışınım şiddeti verilerinden yararlanarak EİE tarafından yapılan çalışmaya göre Türkiye nin ortalama yıllık toplam güneşlenme süresinin 2640 saat (günlük toplam 7,2 saat), ortalama toplam ışınım şiddeti 1311 kWh/m²-yıl  (günlük toplam 3,6 kWh/m²) olduğu tespit edilmiştir. Türkiye nin en fazla güneş enerjisi alan bölgesi Güney Doğu Anadolu Bölgesi olup, bunu Akdeniz Bölgesi izlemektedir. Ancak, bu değerlerin, Türkiye’nin gerçek potansiyelinden daha az olduğu, daha sonra yapılan çalışmalar ile anlaşılmıştır. 1992 yılından bu yana EİE ve DMİ,  güneş enerjisi değerlerinin daha sağlıklı olarak ölçülmesi amacıyla enerji amaçlı güneş enerjisi ölçümleri almaktadırlar. Devam etmekte olan ölçüm çalışmalarının sonucunda, Türkiye güneş enerjisi potansiyelinin eski değerlerden yüzde 20-25 daha fazla çıkması beklenmektedir.

 

Belirsizliklere ve ekonomik krize rağmen sektörde bir hareketlilik var, yatırımlar devam ediyor. Sektörün aynası diyebileceğimiz Güneş Enerjisi Fuarı bağlamında genel bir değerlendirme yapabilir misiniz? 

 

Fuarda gördük ki, sektör ve girişimciler, belirsizliklere rağmen potansiyelin farkında ve hazırlıklarını sürdürüyor. Şu anda herkes açıklanacak yeni teşvik rakamlarına konsantre olmuş durumda. Bu sıralar TBMM gündemine gelmesi beklenen değişiklik teklifi için telaffuz edilen rakamlar, alım garantisi süresi için 15 yıl, alım fiyatı için ise 25 euro cent. Bu rakamlarla geri dönüşüm süresi 15 yılı buluyor. Oysa dünya ortalaması 5 yıl. Türkiye ile aynı iklim kuşağı ve enlemde bulunan Yunanistan’da, devlet, 10+10 yıllık alım garantisi ve kWh başına 45,82 euro-cent fiyat veriyor. Ayrıca, girişimciye düşük faizli yatırım kredisi ve yüzde 40’lara varan hibe desteği de sağlıyor.

 

Beklenen teşvik rakamları dışında, yenilenebilir enerji uygulamaları ülkemiz için oldukça yeni. Risk taşıyan ve bilinçsiz yapılan uygulamalar yanında, ciddi bir bilgi kirliliği var. Güneşe Derneği ve Norm Enerji olarak profesyonel çalışma kriterlerinin önemsenmesini, küresel deneyime sahip partnerlerle çalışılmasını tavsiye ediyoruz.

 

Teşvikler konusunda, diğer yenilenebilir enerji kaynakları ile bir denge oluşması, devlet açısından gerekli sanırım. Beklediğiniz rakamlar güneşi diğer kaynaklardan, örneğin rüzgardan öne çıkarmaz mı sizce?

 

Kısa bir süre önce rüzgardan elektrik üretme konusunda yaşanan yoğun trafiği hepimiz biliyoruz. Geri alım fiyatlarındaki cazip ortam yatırımcıları teşvik etmek için önemli bir etken oldu ve rüzgara yatırım yapanların durumu şu anda çok iyi. Birtakım altyapı ve organizasyon eksikliklerine rağmen önemli ilerlemeler sağlandı. İnternet üzerinden açık artırma ile satış bile gündemde.

 

İlk yatırım maliyeti ve geri dönüş süreleri bakımından rüzgar ve güneş enerjisi temelde farklılık gösteriyor. Bu iki yenilenebilir kaynak aslında, birbirinin natifi ve de rakibi değil. Şu anda güneş enerjisi yatırımı için, öngörülen ve kulislerde konuşulan rakamları baz alırsak, cazip bir yatırım ortamı yok. 

 

Güneşten elektrik üretim sistemleri ve santralları için maliyet söz konusu olduğunda birçok değişken var. Detaylara değinilmeden rakamlar zikrediliyor. Bu konuda neler söylersiniz?

 

Evet, maliyete etki eden çok değişken var. Sürecin başlangıç aşaması, tasarım ve projelendirme ile saha çalışması sanıldığından çok daha ciddi konular. Bir sonraki aşama, fizibilite ve simülasyon ile ekipman seçimi çalışmaları… Kullanılan ekipmana ilişkin kalite, performans, verim, işletme ömrü gibi değişkenler çok önemli. Bunlara göre, ilk yatırım maliyeti ve geri dönüş süreleri hesaplanıyor. Son olarak da geleceğe yönelik bakım ve işletme maliyeti mutlaka öngörülmeli. Norm ve Conergy olarak, 25 yıl süre ile yüzde 80 performans garantisi ve buna bağlı olarak yatırım geri dönüş süresini hesaplıyoruz. Kalitesiz ürünlerle yapılacak yatırımlarda öngörüleri tutturmak risk taşır. Sağlıklı olarak öngörülebilir yatırım planlamaları yapmanın yolu, referans ve uluslararası tecrübeye sahip, aynı zamanda danışmanlık hizmetleri de verebilen firmalar ile çalışmaktan geçiyor. Bu bağlamda, Norm Enerji olarak Conergy’nin uluslararası deneyimini tüm müşterilerimizin ve girişimcilerin hizmetine sunuyoruz.

 

Performans garantisi konusunu biraz açabilir miyiz?

 

Güneş panellerinin kalitesi, kullanım süresi ve verimi yapılan yatırım hesapları için son derece önemli. Malum, yatırımcı riski olabildiğince azaltma refleksine sahiptir. Conergy, güneş panelleri için 12 yıl yüzde 90, 25 yıl yüzde 80 verim garantisi vererek yatırımcının önünü görebilmesini ve hesabını daha net yapabilmesini sağlıyor. Ayrıca, 50 yıla varan işletme ömrü vaat ediyor…

 

Değişkenleri göz önüne alarak, konut veya işyerleri için ortalama bir maliyet verebilir misiniz?

 

Konut veya işyerinin elektrik ihtiyacından bulunduğu yerin güneş alım süre ve miktarına varıncaya değin çok sayıda değişken var. Ortalama veriler üzerinden konuşursak, 4 kişilik bir ailenin elektrik ihtiyacını karşılayacak bir sistemin maliyeti 10 bin Euro’ya kadar inebiliyor. Elektrik faturası ödeme zorunluluğunu yaşam boyu ortadan kaldıran bu sistemler aracılığı ile üretilen elektriğin fazlasını devlete satma imkanı da var. 500 kilovata kadar elektrik üreten sistem kurup devlete elektrik satmak için şirket kurmak da gerekmiyor. Yani, bireysel kullanım için yapılacak yatırımı biraz yüksek tutup ihtiyaçtan fazla elektrik üretmek ve bir gelir kapısı yaratmak da mümkün.

 

TOKİ konutlarında güneş pillerinden yararlanılması gündemde. Güneş pillerinin toplu konutlarda kurulumunda maliyet değişiyor mu?

Yatırım büyük oldukça verim artıyor, dolayısı ile de birim maliyet düşüyor. TOKİ konutları için öngörülen uygulama ortak mahallerin enerji ihtiyacının karşılanması ile sınırlı. TOKİ’nin konuyu gündemine alması sektörümüz için önemli bir gelişme. Konuyu önemsiyoruz ve destekliyoruz. Bu sayede belki yakın gelecekte, lüks toplu konut projeleri yapan büyük inşaat firmaları da sosyal sorumluluklarının gereği ve konutlara değer katıcı bir unsur olarak güneş enerjisi sistemlerini gündeme alacaklar. Zaten, uzun vadeli düşünüldüğünde ve iyileştirilmiş bir devlet teşviki düzeninde ilk yatırım maliyetleri kısa sürede amorti edilecektir.

 

Norm Enerji olarak, kısa ve uzun vadeli hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

 

Prensip olarak ülkemizde üretilmeyen ürünleri ithal ediyoruz. Kullanıcılara daha kaliteli ve daha ekonomik ürünleri ekonomik şartlar ile sunmayı amaçlıyoruz. Ülkemizde üretilen kaliteli ürünleri de ihraç etmekteyiz. Tanıtım, satış ve pazarlama olarak daha yaygın olmayı amaçlıyoruz. Şu anda kapasitemizin çok üzerinde talep aldığımızı söyleyebilirim.

 

Bireysel kullanıma yönelik sistemlerin yanı sıra, yatırımcılara yönelik güneş enerji santralı tasarım, projelendirme ve uygulamaları konusunda çalışmaktayız. Danışmanlık hizmeti verdiğimiz projelerde, kullanıcılara, uzaktan izleme ve görüntüleme imkanı da sunuyoruz. Bu konuda fazla tevazu göstermiyoruz. Bu bağlamda dayanağımız, Conergy Grubu’nun dünyadaki referanslarıdır. 

 

Türkiye, uzun süre ayak dirediği Kyoto Protokolü’nü imzaladı. Bu gelişme güneş enerjisi sektörü için de umut verici olsa gerek?..

 

Elbette… Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, bulunduğu hemen her ortamda konunun önemini anlatmakta idi. Bunlar bizi ümitlendiriyordu. Türkiye’nin Kyoto Protokolü’ne taraf olması sonrası siyasi erkin, özelde ise Bakan Güler’in sektöre ilgi ve desteğinin artacağını düşünüyorum. Artık, Türkiye için güneş enerjisi potansiyelini değerlendirmek kaçınılmaz olmuş durumda.

 

Güneşin temiz enerji kaynağı olması sosyal duyarlılığa sahip olan kesimler için cazibe unsuru taşıyor mu?

 

Elbette taşıyor. Ancak, her şeyde olduğu gibi en önemli unsur maliyet. Devlet bu çevreci sistemi sosyal devletin gereği olarak sübvanse etmeli. Gerçek çevreci örgütler bu konuda siyasal erke baskı yapmalı. Burada söz konusu olan hepimizin geleceği. Düşünün, orta ölçekli bir mağaza, günlük ortalama 195 kW/saat olan elektrik enerjisi ihtiyacını güneşten sağlarsa, 130 kilogram karbondioksit salınımını engellemiş, başka bir ifade ile yılda 150 ağaç dikmiş oluyor. Bırakın büyük çaplı girişimleri, sadece bir mağazanın güneş enerjisi sistemi kurması durumunda çevreye sağlayacağı fayda bu.

 

Dünyada güneş enerjisine bakış nasıl?

 

Güneşten elektrik üretme konusunda gelişmiş ülkeler önayak oluyorlar. Dünya lideri bir Avrupa ülkesi olan Almanya. Sadece 2007 yılında kurdukları irili ufaklı güneşten elektrik üretim sistemi sayısı 130 bin. Enerji Bakanı Hilmi Güler sık sık Almanya örneğini veriyor, örnek alınan ülke olarak. Bana sorarsanız Almanya dansa aynı iklim kuşağı ve enlemde olduğumuz komşumuz AB üyesi Yunanistan a bakmak daha mantıklı. Hem onlar da işin henüz başındalar. Yunanistan da devletin 10+10 olmak üzere toplamda 20 yıl, kWh (kilovatsaat) başına 45,82 euro cent ten alım garantisi yanında, düşük faizli yatırım kredisi ve yüzde 40 oranında hibe desteği var. Türkiye de yakında meclis gündemine gelmesi beklenen değişiklik teklifi için kulislerde 15 yıl 25 euro cent ten alım garantisi öngörülüyor ki bu şu an için yetersiz. Gerek ev ve işyerlerinde kurulacak sistemler gerekse güneş enerji santralarında yatırımın geri dönüş süresi için dünya ortalaması 5 yıl. Sektör, ticari canlılık için gerçek teşvikler bekliyor.

 

ABD Başkanı Obama, TBMM’de yaptığı konuşmanın bir bölümünü, enerji güvenliğine ayırdı. Ne düşünüyorsunuz?

 

Başkan Obama, ortaklaşmacı bir dil kullandı ve özellikle yenilenebilir enerji yatırımlarının önemine vurgu yaptı. “Türkiye de yenilenebilir enerji kaynakları konusundaki yatırımları artırmalıyız” dedi. Yenilenebilir kaynaklar arasında en önemlisi güneş olduğuna göre, bunu güneşimizin Amerika’dan da görüldüğü şeklinde okuyabiliriz. Elbette güneş tek, ama Türkiye’nin potansiyeli herkesin iştahını kabartıyor. Düşünün, 2008 yılında tüm kaynaklardan ürettiği toplam elektriğin yaklaşık iki katı…

 

Kurucuları arasında olduğunuz Güneşe Derneği ve derneğin amaçları hakkında neler söylersiniz?

 

Türkiye’nin geç kalmışlığını kapatmak ve güneşten elektrik üretimini yaygınlaştırmak amacıyla yürüttüğümüz çalışmaların uzantısı olarak, Türkiye’deki ilk ve tek sektörel yapılanmayı, “Güneşten Elektrik Üreticileri Fotovoltaik Sanayicileri ve İşadamları Derneği”, kısa adı ile Güneşe Derneği’ni kurduk. Sosyal sorumluluk projeleri üretiyor, seminer, konferans gibi bilgilendirici çalışmaları organize ediyor, dışımızdaki benzer girişimleri destekliyoruz. Uluslararası muadil örgütlenmeler ile temas halindeyiz. Yakında ortak çalışmalarımız olacak. Onlar da Türkiye’de muhatap ve partner olarak derneğimizi alıyorlar.

 

Güneşe Derneği’nin Başkan Yardımcısı ve Norm Enerji Sistemleri Genel Müdürü İbrahim Erkan Yenen Nisan 2009

www.solar-santral.com

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR