"ALTERNATİF düşünce 2011: Yenilenebilir enerji sektöründe öne çıkan ilk 10 konuya ve eğilimlere bakış" başlıklı rapor sektörün hem bugününü, hem de önümüzdeki bir yıl içinde önüne çıkacak ana konuları değerlendiriyor. Değinilen en önemli konuların başında sektörde sermayeye ulaşmanın giderek daha zorlaşması, vergi ve yasal mevzuat ile sektör liderlerinin büyük ölçekli operasyonları yönetme ve uygun çalışanları bulma zorunlulukları geliyor.

 

İki yıldır başarılı yatırımların gerçekleşmediği yenilenebilir enerji sektöründe, hükümetlerin konuyla daha fazla ilgilenmeye başlamasıyla birlikte bir hareketlenme yaşanıyor. Bu sayede birleşme ve satın almalar ile halka arzlarda biraz toparlanma farkediliyor. Ancak bankalar bu sektöre kredi vermekte temkinli davranırken, hükümetlerin bütçe sorunları nedeni ile teşvikleri kısmaları durumu daha da zorlaştırıyor.

 

Yenilenebilir enerji sektörünün kritik bir noktada bulunduğunu belirten Deloitte Enerji ve Doğal Kaynaklar Endüstrisi Sorumlu Ortağı Sibel Çetinkaya konuyu şöyle değerlendirdi:

 

"Sektördeki firmaların büyümek için finansman kaynağı bulabilmeleri gerekiyor ancak sadece kanıtlanmış teknolojilerin varlığı buna yetmiyor. Şirketlerin daha büyük ölçekte plan yapabilmeleri için entegre organizasyonlara, kapsamlı becerilere ve gelişmiş tedarik zincirlerine ihtiyacı var. Önümüzdeki 12 ayda yenilenebilir enerji sektöründe pek çok değişiklik görülmesini bekliyoruz. Bu değişikliklerin çoğu zorlayıcı olabilir ancak yenilenebilir enerjinin, özellikle düşük karbonlu, diğer bir deyişle çevreye dost bir enerji türü olarak üstlenmiş olduğu önemli rolü unutmamak gerekiyor. Türkiye de de hem kamu kurumlarının hem de özel sektörün bu alandaki gelişmeleri dikkatle izlemesi gerekiyor."

 

Şirketler çevre dostu enerji için güçlerini birleştiriyor

Ortak girişimler şirketlerin uygun ölçeği yakalamasında daha fazla başvurulan bir yöntem olarak öne çıkıyor. Şirketler kaynaklarını birleştirerek yeni pazarlara girebildikleri, gibi risklerini de dağıtıyorlar. Rapora göre, yenilenebilir enerji şirketleri için, rakipleri olan benzin ve petrol şirketlerinin deneyim ve bilgileri de kaynak bulmak için önemli birer referans olabilir.

 

Mevzuattaki belirsizlikler kaldırılmalı

Düzenleyici çerçevedeki belirsizlikler yatırım ortamını daha karmaşık hale getiriyor. Finansal baskı altında olan hükümetler, yenilenebilir enerji sektörüne yönelik teşviklerde kapsam ve süre anlamında kısıtlamaya gidebiliyorlar. Ayrıca, karbon kredileri, gümrük tarifeleri, vergiler ve ticaret sertifikaları gibi gereklilikler yatırımcıların işini zorlaştırıyor, karışıklık yaratıyor.

 

Yenilenebilir enerji sektörüne yapılan öz sermaye yatırımları çoğalırken, düzenleyici çerçevenin belirsizliği halka arzları ve borç finansmanları olumsuz etkiliyor. Borçlarla ilgili anlaşmaya varmak daha uzun zaman alıyor ve finansman koşulları değişiyor. Borç verenler enerji alımı anlaşmalarını çok daha yakından inceledikleri için yatırımcılar zor durumda kalabiliyor.

 

Yöneticilerin paydaşlarını iyi yönetmeleri ve kurumsal becerilerini güçlendirmeleri gerekiyor. Ortak girişimlere başlayan yöneticilerin ise finansal anlamda bir disiplin kazanmaları, operasyonel verimliliğe odaklanmaları ve güçlü takım kurabilmeleri önem taşıyor.

 

Temiz enerjiye yapılan harcamalar geri dönecek

Şirketlerin, sürdürülebilirlik kavramını kurumsal planlarına mutlak surette entegre etmeleri ve şirketin faaliyetlerinin çevre ve sosyal hayat üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Endüstrideki yerlerini ve müşterilerini korumak isteyen şirketlerin sürdürülebilirliği kurumsal stratejilerine ve tedarik zincirlerine katmaları önem taşıyor. Deloitte raporunda müşterilerin, yenilenebilir enerji için yaptıkları masraflardan geri dönüşüm bekleyecekleri hatırlatılıyor.

 

Yenilenebilir enerji sektörü istihdamı artıracak mı?

Yenilenebilir enerjinin üretim kısmında ise daha pozitif bir tabloya rastlıyoruz. Bu alanda istihdamda kısa süreli bir rahatlama göze çarpıyor. Ancak bu sektörde istihdamı uzun vadeli bir şekilde artıracak olan kilit faktör, yenilenebilir enerjiye olan talebin artması.

Basın Açıklaması / 21.10.2010

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR