Elektrikte büyük indirim!
Güneşten elde edilen elektrik hızla ucuzluyor. Türkiye bu sektöre verdiği teşviklerde cimrilik yapmazsa hem ucuz ve temiz elektrik üretecek hem de yeni bir sanayi kolu ve istihdam oluşturacak.
Başlık oldukça şaşırtıcı değil mi? Çünkü fiyatının düşmesi beklenmeyen bir meta olan elektrikle ilgili bu başlık, şimdilik güneşten elde edilen için geçerli. Amerika’da güneş enerjisi alanında önde gelen bir firma, devletle kilovat başına 9 dolar-sentten 20 yıl alım garantisiyle 400 megavatlık bir güneş santrali kurmak için anlaşma imzaladı. Bu imzalar henüz yeterince fark edilmemiş olsa da enerji sektöründe devrim anlamına geliyor. Bir Rus şirketinin Mersin Akkuyu’da kuracağı nükleer santralde üreteceği elektriğin bir kilovatına 12,35 dolar-sent ödemeyi taahhüt ettiğimiz göz önüne alındığında enerji sektöründe dengelerin temelinden sarsıldığı ortaya çıkıyor. Güneşin ferdî elektrik abonelerini ilgilendiren bir hususiyeti daha var. Çatınıza ya da bahçenize panelleri koyduğunuzda kendi elektriğinizi karşılıyor ve fazlasını da dağıtım firmasına satabiliyorsunuz. Güneş elektriği, Türkiye’ye yeni bir sanayi dalı ve istihdam fırsatı da sunuyor.
Dünyada bu gelişmeler olurken ülkemizde de sektördeki firmaların katılımıyla 2009’un son aylarında Güneş Enerjisi Sanayicileri ve İşadamları Derneği (GENSED) kuruldu. GENSED Yönetim Kurulu Başkanı Ateş Uğurel ile sektördeki fırsatları ve 2011’in ilk günlerinde yenilenen Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Üretimi Kanunu’nu konuştuk.
6094 sayılı yeni kanunla, güneşten üretilen elektriğe 13,3 dolar-sent alım fiyatı verildi. Uğurel’e göre bu rakam güneş enerjisi alanında yerli sanayiyi geliştirmek için yetersiz. Aslında kanun çalışmaları sırasında Uğurel’in başkanlığındaki GENSED heyetine, Almanya’nın güneş elektriğine 28 avro-sent destek verdiği, Anadolu’da iki kat daha fazla güneşlenme olduğu için 14 avro-sent verilmesi gerektiği en yetkili ağızlar tarafından ifade edilmiş. Uğurel, herkesi memnun etmese de kendisinin bu teklife destek verdiğini dile getiriyor. Sonra ne mi olmuş? Kanun hazırlanmış. TBMM Genel Kurulu’na giden metinde bu miktar yer alırken hesapta olmayan bir önergeyle fiyat 10 avro-sente düşmüş. Sonra bu rakam dolar cinsine çevrilerek 13,3 dolar-sent olmuş.
Uğurel, bu değişikliği şöyle yorumluyor: “Döviz kurlarının dalgalandığı dünyada siz bu uygulamayla dolar kullanan ülkeleri korumuş oluyorsunuz. Dolar kullanan ve bu kadar düşük teşvikle yatırım yapabilecek iki ülke var: ABD ve Çin… Buraya kadar her şey çok güzel. Güneş elektriğini ucuza üreten ülke şirketleri Türkiye’de avantajlı olacak. Uğurel’in bu noktada bir itirazı var: “Güneşten ucuz elektrik mi istiyoruz yoksa Avrupa ülkelerinde olduğu gibi yerli bir sanayinin oluşmasını mı?” Uğurel’e göre; güneş panelleri, elektrik invertörleri, kablolar, camlar, alüminyum çerçeveler ve bağlantı elemanları Türkiye’de üretilebilir ve hatırı sayılır bir istihdam meydana gelebilir.
Yeni çıkan kanunda aslında bu durum da teşvik edilmek istenmiş. Ancak paranın, bu malzemeleri üretecek şirketlere değil de güneşten elektrik üretimi yapan firmalardan yerli malzemeyi tercih edenlere verilmesi öngörülmüş. Uğurel, “Ancak malzemeleri üreten firmalara teşviklerin doğrudan verilmesiyle rekabetçi bir sanayi oluşabilirdi.” diyor.
Devletin güneş elektriğine mesafeli yaklaştığının diğer bir işareti de kanunda 2013’e kadar güneşten elde edilecek elektriğe 600 megavat sınırı getirilmesi. Uğurel, bu konuda şunları söylüyor: “Bu, serbest piyasa anlayışının olduğu Türkiye için anlaşılmaz bir şeydir. Hatta tarihimizde ilk defa oluyor. İstediğiniz kadar doğalgaz, kömür santrali, nükleer, hidroelektrik santral kurabilirsiniz ama güneşe sınır getirdiler”.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen ise sınırlama getirilmesiyle ilgili olarak şunları söylüyor: “Tek bir kaynaktan ihtiyacınızı karşılamaya kalkamazsınız. Böyle bir durumda finansman kısıdı ortaya çıkıyor. Mesela, elektrik ihtiyacı 2010’da 209 milyar kilovat saat iken 2011’de 220 kilovat saat olacak. Yani bir senede 10 milyar kilovat saat ilave yapmamız gerekli. Bu miktarı, 1500 megavatlık bir doğalgaz santrali ile bulabilirsiniz. Bu büyüklükte bir doğalgaz santralinin yatırım maliyeti, 1 milyar dolar civarında. Ama bu artışı rüzgâr santralinden karşılamaya kalkarsanız 5 bin megavat kurmanız lazım. Bunun da yatırım maliyeti 7 milyar dolar olur. Ancak birinde kaynak olarak dışarı bağımlısınız, diğerinde öz kaynak. Yatırımlardan bir sepet oluştururken ana sistemi dengeleme, finans, teknoloji, yerli kaynak, arz güvenliği gibi çok sayıda unsuru değerlendiriyorsunuz. Her ortaya çıkan bileşke de herkesi memnun etmez.” GÜRHAN SAVGI
www.aksiyon.com.tr
30 Mayıs 2011