Gazetelere yansıyan haberlere göre vatandaşa elektrik piyangosu vurmuş. Elektrikte yeni bir dönem başlıyormuş ve elektriği kendim üretip fazlasını satacakmışım. Sadece ben değil toplu konutlara, hastanelere, üniversitelere, küçük ölçekli sanayi tesislerine lisans almadan ya da şirket kurmadan elektrik üretmesine izin verilmiş. Bu işin doğrusu ve olabilirliği nedir?

 

- Gazetelere yansıyan haberler doğru. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) Resmi Gazete’de 3 Aralık 2010 tarihinde yayımlanan “Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliği” gereğince gerçek ya da tüzel kişilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamaları amacıyla lisans almak zorunda olmadan kuracakları elektrik tesislerinden ihtiyaçlarının fazlası olan elektriği sisteme satmalarını düzenliyor. İhtiyacı olan elektrik enerjisini tüketen üretici fazlasını “piyasaya” satacak. Bu yönetmelik ile ilgili EPDK yetkilileri, “Artık tüketici, kendi elektriğini üretmeye başlıyor. Bu düzenleme ile dağınık şekildeki enerji kaynaklarından mümkün olduğu kadar çok kişinin en az bürokratik işlemle elektrik üretimi yapması sağlandı. Bu konumdaki üreticiler, öncelikle kendi ihtiyacını karşılayacak, üretilen fazla elektrik dağıtım sisteminde en yakın noktada tüketilecek” açıklamasını yapıyorlar. EPDK ayrıca “Özellikle toplu konutlar, sanayi tesisleri, üniversiteler, hastaneler. Bu yerler, gerek ısı gerekse kesintisiz ve güvenilir elektrik ihtiyacını verimi yüksek kojenerasyon tesisi kurarak sağlayabilme imkanına kavuştu. Uygulamayla, tüketiciler maliyeti çok yüksek olmayan santrallar, paneller, düzenekler kurarak elektrik üretip kendi makinesini çalıştıracak, konutlarını aydınlatacak. Fazla enerjiyi de belirlenen teknik kriterlere göre sisteme bağlanarak satabilecek” demektedir.

 

- Uygulama hangi tür tesisleri kapsıyor?

 

- Uygulama kurulu gücü 500 kilovatın altında olan elektrik üretim tesislerini kapsayacak. Bu muafiyet 50 kilovatın altındaki mikro kojenerasyon tesisleri için de geçerli. Yönetmeliğe göre yenilenebilir enerji kaynağı olarak tanımlanan; hidrolik, rüzgâr, güneş, jeotermal, biyokütle, dalga, akıntı enerjisi ve gel-git gibi fosil olmayan enerji kaynakları için geçerli olacak. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Yasası’nda ve Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik’te yenilenebilir enerji kaynağı; “Hidrolik, rüzgâr, güneş, jeotermal, biyokütle, dalga, akıntı enerjisi ve gel-git gibi fosil olmayan enerji kaynağı” olarak tanımlanıyor. Tanımlarda geçen akıntı ve gel-git enerjisine dikkatinizi çekmek isterim. Bu kısım herhalde okyanusa kıyısı olan bir devletin ilgili yönetmeliğinden tercüme edilmiş ya da bizlerin coğrafyamızdan haberimiz yok. Elektrik üretecek kadar akıntı ve gel-git bizde var herhalde. Ya da yönetmelik çıkaranlar çok uzakları gören vizyon sahibi kişiler. Başbakan’dan çok önce bu yönetmelik çılgın proje yolu açmış. Belki de boğazlarımızdaki akıntılardan elektrik üretecekler var…

 

- 500 kilovat kurulu güç ile kaç konutun elektrik ihtiyacı karşılanabilir ya da ne kadarlık bir elektrik üretilebilir?

 

- 500 kilovatlık bir tesis, 700 konutun elektrik gereksinimini karşılar. Orta düzeyde yaşam standardına göre bir konut, yılda ortalama 1500 kilovat saat elektrik tüketir. 500 kilovatlık yenilenebilir enerjiye dayalı bir tesis yılda ortalama 2 bin saat çalışsa, yıllık 1 milyon kilovat saat elektrik üretir. Bu da yaklaşık 700 konutun elektrik gereksinimi demektir. Bu güçteki bir tesis, aynı zamanda küçük bir işletmenin de yıllık elektrik ihtiyacını karşılayabilir.

 

- Üretilen elektriğin ne kadarı sisteme satılabilir?

 

- Yönetmelik daha fiili olarak uygulamaya geçmeden fazla elektrik ne kadar tartışması başladı. Pek rekabet seven bazı üreticilerimiz haksız rekabet olacak diye sisteme satılacak elektriğe üretimin yüzde 50’si ile sınır getirilmesi için kulis yapmaktadırlar. Yani lisanssız üretim yapacak olanlar, ancak tükettikleri kadarını satabilsinler denilmektedir. Mevcut yönetmelikte ise herhangi bir sınır öngörülmemektedir. Söz konusu üretim tesisleri oldukça küçük ölçekli tesisler olduğu için bu yönde bir sınır getirilmesi anlamlı görünmemektedir. Kaldı ki bu küçük tesislerin güçleri de birbirinden çok farklı olduğu için uygulamada da ayrıca sorun yaratacaktır. Örneğin 500 kilovat gücü olan tesis ile 7.5 kilovat gücü olan tesis aynı statüde olacağından bu sistemin sağlıklı yürüme şansı sıfır demeyelim de sıfıra yakın. Lisanssız üretim yapmak isteyenlerin özellikle ne kadar fazlayı satabilecekleri netleşmeden biraz temkinli olmalarında fayda var.

 

- Bu şekilde çok küçük elektrik tesisi kurmak isteyenler için süreç nasıl işleyecek?

 

Bunun için mevzuat kapsamında şöyle bir yol izlenmesi gerekiyor:

 

- Üretim tesisinin kurulacağı yerin kullanım hakkına sahip olunması.

 

- Kaynağın (rüzgar ve güneş hariç olmak üzere) kullanım hakkına sahip olunduğunun belgelenmesi.

 

- Kojenerasyon tesisleri için tesis verimliliğine ilişkin bilgiler ve bağlantı başvuru formu ile birlikte bölgesindeki dağıtım şirketine başvurulması.

 

- Dağıtım şirketi, 1 ay içinde bu başvuruları toplu olarak değerlendirecek. Bu değerlendirme sırasında bağlantı kısıtı olması durumunda; sırası ile “1-Başvurunun, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı olması. 2-Başvurunun tüketim tesisi ile aynı yerde olması. 3-Başvuru sahibinin önceden uygun bulunmuş bir başvurusunun olmaması” ölçütlerine göre öncelik sıralaması yapılacak.

 

- Uygun bulunan başvurular için dağıtım şirketince ilgili kişiye bildirimde bulunulacak.

(Orhan ÖRÜCÜ / Elektrik Mühendisi)

www.ankarahaber.com

06 Ağustos 2011

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR