Achim Steiner: Müzakereler, Yeşil İklim Fonu’nun ötesine geçmeli
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) Başkanı Achim Steiner, Durban’daki müzakerelerde Yeşil İklim Fonu’nun hayata geçirilmesinin ötesine geçilmesi gerektiğini vurgulayarak çok daha fazla ülkeyi kapsayan ve yasal bağlayıcılığı bulunun yeni bir anlaşmanın oluşturulması gerekliliğinin altını çizdi.
COP17 kapsamında dün gerçekleştirdiği konuşmada “İklim müzakerelerine yardımcı olmak ve desteklemek üzere Durban’dayız. Gönüllü katılım hiç bir zaman bu kadar yüksek olmamıştı. Burada eksik olan tek unsur, daha geniş sayıda ülkeyi kapsayan uluslararası ve yasal olarak bağlayıcılığı olan yeni bir anlaşma” diyen Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) Başkanı Achim Steiner, müzakerelerin Yeşil İklim Fonu’nun hayata geçirilmesinin ötesine geçmesi gerektiğini ifade etti.
UNEP’in Climate Action (İklim Hareketi) ile işbirliğinin yeşil ekonomiye geçiş sürecini destekleyen gönüllü hareketin bir parçası olduğunu ifade eden Steiner “Bu işbirliği, hükümetler, sektör, fikir önderleri, akademisyenler ve çevreciler için yeni bir platformun oluşmasına aracılık yaptı. Bu platform, sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilmesi için yolları ve çözümleri ortaya koymayı amaçlıyor” dedi.
Ormanların küresel sıcaklık artışının 2 derecenin altında tutulmasında çok önemli bir rol oynadığını hatırlatan Steiner sözlerine şöyle devam etti: “Ormanlar, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğu azaltma kapsamında yeşil ekonominin yaratılmasında kilit rol oynuyor. Haziran ayında Brezilya’da gerçekleşecek Rio +20’ya doğru yol alırken temel endişe kaynağını da oluşturuyorlar. Geçtiğimiz ay, UNEP olarak ekonomistler ve uzmanlarla işbirliği ile hazırladığımız en son Yeşil Ekonomi raporunu yayınladık. Rapor, orman sektörüne yapılacak yıllık 40 milyar dolarlık ek yatırımla birlikte 2030 yılında ormansızlaşma oranlarının yarı yarıya azalacağını, 2050’ye kadar ağaç ekimi oranlarının yüzde 140 artacağını ve milyonlarca yeni iş imkanı yaratılacağını ortaya koyuyor. Doğru politikalarla desteklendiğinde, sektörde bugün gerçekleşmekte olan yatırımların üçte ikisi kadar daha fazla yapılacak yatırım ile atmosferden ekstra yüzde 28 oranında karbonun ortadan kaldırılması mümkün olacak. Bu da iklim değişimi ile mücadelede önemli bir rol oynayacak. Rapor, aynı zamanda -yine doğru politikalar eşliğinde- enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiye yapılacak küresel gayri safi milli hasılanın dörtte biri oranında bir yatırımla küresel birincil enerji talebinin 2020 yılında yüzde 9, 2050 yılında yüzde 40 oranında azalacağını ortaya koyuyor. 2050’de yenilenebilirin toplam birincil enerji talebinin yüzde 30’unu oluşturacağına yönelik senaryoya göre enerji sektöründe istihdam beşte bir oranında artacak”
Durban’ın bu yolda daha fazla işbirliği oluşturmak ve başarılı olabilmek için fırsatlar sunmakta olduğunu ifade eden Steiner sözlerini şöyle sonlandırdı: “Cumartesi gününe kadar dünya görecek ki 190 ülke, bugünü ve geleceği tanımlayacak sürdürülebilir ekonomik modellere geçişi gerçekleştirmek üzere gerekli vizyona ve cesarete sahip.”
www.geleceginenerjisi.com
08 Aralık 2011