‘Sürdürülebilir kalkınmayı finanse ediyoruz’

Şekerbank T.A.Ş. Kurumsal İletişim ve Marka Yönetimi Grup Başkanı Aybala Şimşek, ekonomik büyümenin sosyal, ekolojik ve kültürel boyutlarıyla ele alınması gerektiğini belirterek, sürdürülebilir kalkınmanın finansmanı konusunda bankacılık sektörünün hayati bir rolü bulunduğunu söyledi. Şimşek, “Türkiye gibi bankacılık hizmetlerine ulaşamayan binlerce kişinin bulunduğu bir pazarda, sürdürülebilir kalkınmanın finansmanı yalnızca yenilenebilir enerji yatırımı projelerinin finansmanını değil, tabana yaygın bir kredilendirme politikasını da ifade ediyor. Daha çok kişinin sisteme dahil olması, kırsaldan başlayan bir enerji verimliliği farkındalığı ve kaynakların eşit dağılımı, sağlayacağı toplumsal kalkınmanın yanında finans sektörünün de geleceğine yatırımdır” dedi.

 

Anadolu bankacılığı misyonu

Şekerbank’ın sürdürülebilir kalkınma stratejilerinin temellerinin kuruluşuna dayandığını da kaydeden Aybala Şimşek, şunları anlattı: “Şekerbank, Anadolu’da yüzbinlerce kooperatif üyesi pancar çiftçisinin küçük birikimleriyle kuruldu. bugün, ‘Anadolu Bankacılığı’ olarak tanımladığımız bu misyon doğrultusunda, bankacılık hizmetleriyle tanışmamış kesimlere ulaşıp yerel üretimi destekliyor, toplumun tüm kesimlerinin kaynaklara eşit ulaşımı için çalışıyoruz. Sosyal, ekolojik, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla büyümeyi destekliyoruz. Sürdürülebilir kalkınmayı finanse ediyoruz.

 

‘Anadolu Bankacılığı’ misyonu doğrultusunda, faaliyetlerin ana eksenini sürdürülebilir kalkınma anlayışımız oluşturuyor. Bu anlayış, sosyal, ekonomik, ekolojik ve kültürel boyutlarıyla büyümeyi desteklemeyi ifade ediyor. Bu bakış açımızı, ürün geliştirme süreçlerimize de yansıtıyoruz. Öncü rolümüzü sürdüreceğiz.”

 

EKOkredi rol model oldu

Sürdürülebilir kalkınmayı faaliyetlerinin özüne yerleştirdiklerine işaret eden Aybala Şimşek, yaptıkları uygulamalar hakkında şu bilgileri verdi: “52 bini aşkın kişi enerji tasarrufu ile tanıştı. Enerji verimliliğinin finansmanında bir ilk olan EKOkredi ürününü geliştirdik. Sektörümüze rol model olan EKOkredi ile enerji verimliliği alanında bu güne dek 520 milyon TL’yi aşkın finansman desteği sağladık. Şekerbank olarak kırsal kalkınmayı sürdürülebilirlik anlayışımızın önemli bir başlığı olarak görüyoruz. ‘Nakit akışına dayalı kredilendirme’ yöntemi ile kırsal kökenli müşterilerimizin, zirai ve ticari tüm üretimini bir arada değerlendirip daha önce hiç banka kredisi kullanmamış olsalar bile finansman imkânı sağlayabiliyoruz.”

 

‘Mobil teknolojiler anahtar’

Vodafone Türkiye, sürdürülebilirliği toplumsal tabana yaymayı hedefleyen çalışmalarına devam ediyor. Mobil teknolojilerin sürdürülebilirliğe katkısı, şirketin bu bakış açısını yaygınlaştırmaya yönelik faaliyetlerinin anlatıldığı üçüncü ‘Sürdürülebilirlik Raporu’, ‘Yeşile Saygılı Kırmızı’ manifestosu, Vodafone Türkiye tarafından geliştirilen ‘Yeşile Saygı’ mobil uygulaması ve REC Türkiye işbirliğiyle hazırlanan ‘Sürdürülebilir Kalkınma için Bilişim’ raporu ile yeni bir boyut kazandı.

 

Çevreci mobil uygulama

Vodafone Türkiye, sürdürülebilirlik anlayışı ile çevre bilincinin yaygınlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla 12-18 Mayıs haftasını ‘Vodafone Sürdürülebilirlik Haftası’ ilan etti. Vodafone Türkiye, dijital dönüşüm hareketi kapsamında sürdürülebilirlik yaklaşımını mobil dünyaya uyguladı. 12 Mayıs itibariyle tüm kullanıcılara açılan ‘Yeşile Saygı’ mobil uygulamasıyla sürdürülebilir gelecek ceplere taşındı.

 

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, “Faaliyetlerimizin çevre üzerindeki etkilerini azaltmaya yönelik performans kriterleri ve hedefler belirleyerek sürdürülebilirliği iş süreçlerimizde hayata geçiriyoruz. Çözüm, verimlilik ve inovasyon sağlayan mobil teknolojilerin yaygınlaşmasında yatıyor. Sürdürülebilir bir gelecek için mobil teknolojileri anahtar olarak görüyoruz” dedi.

 

‘Markalar önemli aktif değerler...’

Akbank Kurumsal İletişim Bölüm Başkanı Murat Göllü, Brand Finance tarafından gerçekleştirilen ‘Dünyanın En Değerli 500 Banka Markası-2014’ araştırmasında üst üste üçüncü defa ‘Türkiye’nin En Değerli Banka Markası’ olduklarını belirterek, ayrıca dünyanın en değerli banka markalarının yer aldığı sıralamada 94. sırada bulunarak önemli bir başarıya imza attıklarını söyledi.

 

Hangi sektörde faaliyet gösterirse göstersin günümüzde şirketlerin en önemli aktif değerlerinden birinin marka değeri olduğunu dile getiren Göllü, şunları söyledi: “Gelişmiş ekonomilerde, şirketlerin piyasa değerinin önemli bir kısmını marka değeri oluşturuyor. Değerli bir marka, şirketlerin rekabet gücünü artırıyor. Fiyat avantajı sağlıyor, müşteri tercihi ve bağlılığı yaratıyor. Marka değeri yüksek şirketler borsada daha iyi performans gösteriyor.

 

Marka gücü çok önemli

Tüketicilerin zihinlerinde marka ile sağlam bir yer edinmek, özellikle finans sektöründe faaliyet gösteren markalar için kritik öneme sahip. Marka gücü tüketicilerin karar verme mekanizmalarındaki belirleyici niteliklerden birini oluşturuyor. ”

 

Yeni vizyonuyla iyi çevre için çalışıyor

Mitsubishi Electric, ‘Çevre Vizyonu 2021’ kapsamında düşük karbondioksit salımlı ve geri dönüşüm temelli bir toplum oluşturmayı, çevre bilincini artırmayı hedefliyor.

 

Mitsubishi Electric Klima Sistemleri, sıcaklık ya da serinlik değil, aynı zamanda sağlıklı hava, sessiz çalışma ve verimli, uzun ömürlü kompresör teknolojisiyle yüksek enerji tasarrufu sağlıyor. Sürdürülebilirlik anlayışıyla üretim gerçekleştiren Mitsubishi Electric’in klimaları kullanım süreleri boyunca çevreye dost kalıyor.

 

Firmanın temel hedefleri arasında, doğayla uyumu güvence altına almak ve çevresel bilinci teşvik etmek var. Firmanın kalitesi kısaca MEQ (Mitsubishi Electric Quality), teknoloji, dizayn ve üretimde 92 yıllık mükemmelliği işaret ediyor. Mitsubishi Electric’in 100. yıldönümünü simgeleyen ‘Çevre Vizyonu 2021’ markanın uzun dönemli çevresel yönetim vizyonunu ortaya koyuyor. Mitsubishi Electric, bu vizyonla dünya genelindeki çalışanlarının karbondioksit (CO2) salımını azaltma, geri dönüşümü teşvik etme, israfı azaltma ve biyo çeşitliliğe saygı duyma konularında bağlılıklarını artırmayı hedefliyor.

 

Civa kullanmadan üretim

Mitsubishi Electric, çevre yönetimi konusundaki tutumunu ifade eden ekolojik değişim felsefesi ile evler, ofisler, fabrikalar, altyapı çalışmaları ve hatta uzay için yaptığı işler aracılığıyla sürdürülebilir bir topluma katkıda bulunuyor.

 

Daima gelişimin peşinde olma dolayısıyla değişiklikler yapma motivasyonunu temsil eden ‘Changes for The Better/Daha İyisi İçin Değişim’ kurumsal bildirisiyle aynı doğrultuda olan ekolojik değişim, markanın müşterileriyle birlikte çevreyi daha iyisi için değiştirme çabasını temsil ediyor.

 

Avrupa Birliği RoHS Direktifleri’ne uygun olan Mitsubishi Electric klimalar, tehlikeli madde olarak kabul edilen civa, kadminyum, PBB, PBDE, +6 değerlikli krom ve kurşun kullanmadan üretiliyor. Bununla beraber, çevreye duyarlı üretimin bir parçası olarak bu zararlı maddeler hakkında bilgi ve güvenilirlik taahhüdü veren firma, ürünlerinde bu türde maddelerin kullanılmadığını garanti eden sertifikalar da veriyor.

 

Enerji verimliliği yüksek ürünler tasarlayan Mitsubishi Electric, doğal çevrenin korunmasına katkı sağlıyor. Konfor, verim ve dayanıklılığın yüksek standardını gösteren Mitsubishi Electric Klima Sistemleri, tedarikçilerinden sadece ekolojik ürün ve malzemeleri satın alıyor.

 

Mitsubishi Electric’in çevresel etkiyi azaltma çabalarının bir parçası olarak enerji tüketimine karşı geliştirdiği üstün teknoloji ile ürettiği klimalar, çok az elektrik tüketerek hem küresel ısınmayla mücadeleye destek oluyor hem de klimasını yaz-kış soğutma ve ısıtma amacıyla kullanmak isteyenlere tasarruf sağlıyor.

 

‘Kirigamine’ verimlilikte kritere uygun

-  2020 yılına kadar enerji tüketimini ve karbondioksit (CO2) salımını azaltmak amacıyla önlem alan Avrupa Birliği, 2013 yılı başında klimalar için Sezonsal Verimlilik Kriterlerini uygulamaya başladı.

-  Türkiye de 2014 yılının Ocak ayı itibariyle klimalarda Sezonsal Verimlilik Kriterlerine göre belirlenmiş yeni enerji etiketi sınıflarına geçiş yaptı. Sezonsal Verimlilik değerleri ile tasarruflu ve performanslı çalışacak şekilde geliştiriliyorlar.

-  Cihazın kapalı konumda veya bekleme konumunda tükettiği enerjiyi de dikkate alan Sezonsal Verimlilik Kriterleri sayesinde tüm sezon enerji verimliliğine katkı sağlanıyor. Sezonsal Verimlilik Kriterleri ile  tüketiciye şeffaf bilgi sunulması ve tüketicilerin bilinçlendirilmesi amaçlanıyor.

-  Mitsubishi Electric’in yeni nesil klimaları, Sezonsal Verimlilik Kriterlerine göre A, A+, A++ veya A+++ enerji sınıfında yer alıyor. Japonya’daki havasıyla ünlü Kirigamine Tepeleri’nden ilham alınarak geliştirilen klimalar performanslarıyla dikkat çekiyor.

 

Türkiye’de sürdürülebilir iş modeline dönüş var

Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Semra Sevinç, sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir iş modelini, kurumların finansal çıktılarla birlikte toplumsal ve çevresel etkilerin de dikkate alındığı, planlandığı ve yönetildiği, bu konularda ortaya çıkan riskleri çok iyi yöneterek yatırımcı için değer oluşturan iş modeli olarak tanımladı.

 

Türk markalarında da bu iş modeline dönüş başladığını vurgulayan Sevinç, “Önceki yıllarda sürdürülebilirliği yalnızca çevresel etkiler olarak değerlendiren ve ajandanın alt sıralarında tutan kurumlar iş modellerinde değişimlere gitmeye başladı. Bu değişimde bir yanda değişen tüketici davranışları ve beklentileri, diğer yanda yaratıcı liderlerle uygulayıcı yöneticilik arasında rekabet avantajının giderek artması, uyum zorunluluğu gibi nedenler önemli rol oynuyor” dedi.

 

Etkili plan şart

Semra Sevinç,  sözlerini şöyle sürdürdü

“Sürdürülebilir marka olmak için finansal, toplumsal ve çevresel verileri yönetebilmek amacıyla üretimden iletişime, kaynak seçiminden tasarıma, pazarlama modellerinden inovasyona tüm süreçleri doğru ve etkili planlayabilmek gerekiyor. Sürdürülebilir marka olmak açık ve şeffaf olmayı, riskleri daha iyi yönetebilmek için işbirliklerini, tüketiciyi iyi anlamayı, tüketici ile sürekli güven tazelemeyi gerektiriyor.”

 

‘Sustainable Brands’ başlıyor

‘Sustainable Brands-Sürdürülebilir Markalar’ konferanslar serisinin İstanbul ayağı, 28-29 Mayıs tarihlerinde Swissotel The Bosphorus’ta gerçekleşiyor. İstanbul’da ikinci kez düzenlenen Sustainable Brands Istanbul 2014’te yurtiçi ve yurtdışından gelen 80’in üzerinde konuşmacı, 40’ı aşan oturum ve 3 çalıştayta katılımcılarla buluşuyor. Konuşmacılar arasında Unilever’in Başkan Yardımcısı Marc Mathieu’den, Sustainable Brands’in Kurucusu Koann Vikoren Skrzyniarz’e, Can Dündar ve Tuba Ünsal’a kadar pek çok isim yer alıyor.

 

Arçelik’ten enerji ve su tasarruflu ürünler

Arçelik, ‘Dünyaya Saygılı, Dünyada Saygın’ vizyonu doğrultusunda küresel varlığını artırırken, sürdürülebilirlik konusunda sorumluluklarının bilinciyle süreçlerini geliştirmeye devam ettiğini açıkladı. Firma, ‘sürdürülebilir gelişim’ odağıyla hareket ederek tüm iş süreçlerini sürdürülebilirlik ilkesiyle bütünleştiriyor.

 

Arçelik’ten yapılan açıklamada şöyle denildi: “Sektörümüze baktığımızda, ürünlerimizdeki karbon salınımının yüzde 95’inin kullanım esnasında ortaya çıktığını biliyoruz. Bu anlayışla ürünlerimizin kullanımı süresinde ortaya çıkan CO2 emisyonunu minimum seviyede tutabilmek adına bu yönde Ar-Ge çalışmalarımıza yoğunluk verdik.

 

Yenilikçi teknolojileri hayata geçirerek, çevre dostu, kaliteli, yenilikçi, müşterilerinin yaşam standardını artıran yüksek enerji ve su verimliliğine sahip hatta bu alanda dünyada öncü ürünler geliştirmeye ve üretmeye devam ediyoruz.”

 

Tüketim azaltım projeleri...

Arçelik, ürünlerinin yanı sıra tedarikten dağıtıma kadar tüm süreçlerimizde enerji ve malzeme verimliliğinin artırılması ve kaynakların en verimli şekilde kullanılması için çalışıyor, üretim süreçlerimizde sera gazı emisyonunun azaltımı için, enerji verimliliği ve çevresel koruma amaçlı su geri kazanımı ve tüketim azaltımı projeleri yürütüyor.

http://ekonomi.milliyet.com.tr

27 Mayıs 2014

 

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR