Yeni başkan Afrika’dan başlayacak …

İnci Holding’in yeni kaptanı Meral İnci Zaim, yatırımlarını ve kendisini anlattı.

 

Onların benzeri, değil Türkiye’de, büyük ihtimal dünyada yok. Dört kız kardeş ve kardeşlerden Emel Önal’ın kızı Neşe Gök olmak üzere, beş kadın, aralarına profesyonel almadan, akü ve jant gibi kadının yerinin az olduğu bir alanda Ege’nin en büyük holdinglerinden birini yönetiyor.

 

Beş kadın her ay bir araya geliyorlar, holdingin genel stratejisini gözden geçiriyorlar, şirket taleplerini değerlendiriyorlar. Her biri, üç yıllığına yönetim kurulu başkanlığı koltuğunu diğerine devrediyor. Tepedeki beş kadının yönettiği 13 şirketten oluşan holding, yıllık yaklaşık 500 milyon dolarlık cirosuyla 65 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Temeli 1952 yılında baba Cevdet İnci tarafından atılan İnci Holding’de bayrak, geçtiğimiz ay üçüncü ele geçti.  

 

Yönetim Kurulu Başkanlığı’na oturan üçüncü İnci olan Meral İnci Zaim  yatırımlarını, hedeflerini, oluşturdukları farklı aile anayasasını ve ideallerini anlatırken, onun hakkında küçük bir ipucu vereyim. 

Zarif bir kadın ve etrafına sürekli pozitif enerji yayıyor. Hatta  bir bioenerji danışmanını andırıyor ve öyle ki, mütevazı gülümsemesinin karşısında “hırs, rekabet” kelimelerini kullanarak soru sormak tuhaf gelebiliyor ...

 

Üç yılda bir, yönetim kurulu  başkanlığı bir kardeşten diğerine devrediliyor. Peki bu yöntem haksızlık yaratmıyor mu, tüm kardeşler donanım olarak başkanlığı hak ediyor mu ? 

 -Biz, hepimiz iyi takım olduğumuz için yönetim kurulundayız. Aramızda büyük bir güven ve uyum var. Öyle bir hale geldik ki, birbirimizin ne istediğini hemen anlıyoruz. Birlikte güçlü olmayı öğrendik.  

Şimdi yönetim kurulu üyeliğinden başkanlığa siz geçtiniz, ne fark edecek ?

-Fark yok. Başkan olarak ben yalnızca yönetim kurulunun sözcüsüyüm. Oy hakkım yine tek. Yönetim kurulunda yine 3’te iki ne derse o olur.

 

Başlarda birbirimizi epey yorduk

Bu yöntem, Başkana haksızlık değil mi, sorumluluk yükseliyor, yetki aynı ...

-Bir kişiye bağlı kalındığında  çok güzel çalışmalar yapıldığı gibi hatalar da yapılabiliyor ve hataların bedeli ağır olabilir. Kurduğumuz sistem bunu engelliyor. İlk iki-üç yıl birbirimizi epey yorduk. Şimdi Türkiye’nin en iyi yönetim kurulu olduğumuzu söyleyebilirim. 

Artık o kadar uyumluyuz ki; özel hayatımda çözemediğim bazı konuları da yönetim kuruluna getirmekten çekinmiyorum. Kolektif düşünceye yürekten inanır hale geldik ...

 

Beş kadın gücü böyle sürecek mi, ileride yönetim kuruluna profesyonel yönetici giremez mi ?

-Gelecekte olabilir ama şimdi iyi bir takımız. Beş kurucu ortak ister yönetim kurulunda kendi payını temsil eder, isterse bir temsilci de gönderebilir. Örneğin büyük ablam Emel İnci Önal’ı, kızı Neşe Gök temsil ediyor. Yarın öbür gün ben de, ‘temsilcim bir profesyonel olsun’ diyebilirim. Holdingin yönetim kurulunu üst çatı gibi  görmek lazım. Şirketlerimizin her birinin ayrı yönetim kurulları var zaten. 

 

Sizce kardeşlerden biri erkek olsaydı yönetimde aynı uyum olur muydu ?

-Belki de her şey değişirdi. Ancak annem ve  babam fevkalade adil insanlardı. Annem geri planda kalan hayatımızdaki en büyük organizatörlerden biridir. Asla ‘size çeyiz yapacağım’ dediğini duymadık. Daima ‘işinizi bir an önce öğrenin kolunuzda altın bilezik olsun’ derdi. Üniversitede okurken nişanlandığımda çok korkmuştu mesala, evlenip, okulu bırakırsam diye.  

 

Yaşınızı göstermediğiniz kesin ama sanırım holdinge ilk girişiniz otuz yıl kadar geriye gidiyor ...

-Eyvah oradan yaşım çıkacak değil mi ? Evet, Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirdikten sonra planlama bölümünde 1979’da işe başladım. Tabii ortaokuldayken şirketin muhasebe müdürlüğünde staj yaptığım dönemlerim de var. Koca kalın kaplı defterleri taşır, muhasebecimize yardım ederdim.  

- İnci Holding jant ve akü ağırlıklı üretim yapıyor. İnci Akü, aküde dünyada altı büyük oyuncu arasına giriyor. Büyümeyi hedeflediğiniz başka alanlar var mı ? 

-Bugünkü durumumuzla yüzde 80-85 otomotiv ağırlıklıyız. Grup olarak strateji çalışması yaptık. Becerilerimizin otomotiv yan sanayiinde olduğunu gördük ve ‘otomotivde iddialı olmaya devam etmeliyiz’ diye karar verdik. Gelecek gördüğümüz diğer bir alan da lojistik. Lojistik şirketimizi büyüteceğiz. Ayrıca yenilenebilir enerji alanında; biomas, güneş enerjisi, elektrikli araç aküsü üzerine çalışıyoruz. 

Geleceğin otomobili elektrikli araçlarda akü, motor iş levi de görecek. Bu alanda ne kadar yol aldınız ? 

-Evet elektrikli arabalarda akü, aracın motoru olma işlevini üstlenecek. İçinde kendi soğutma sistemi, elektronik beyni olan, arabaların elektronik beyniyle birlikte çalışan bambaşka bir teknoloji gerektiren üretim dalı bu. Dünyada klasik akü üreticilerinin çok azı bu alana yöneldi. Şu anda bilimsel çalışmaları sürdürüyoruz. Ayrıca sadece otomotiv sanayi için akü üretmeyi düşünmüyoruz. Enerji depolama ihtiyacı olan her alanda var olmayı, yeni iş alanlarına yatırım yapmayı planlıyoruz. Endüstriyel akü üretimi için Manisa OSB’de 100 dönümlük yer aldık. 9 milyon Euro’luk yatırımla 2010 sonunda üretime başlayacak fabrika hedefliyoruz. Dünyada ilk kez nanokristal teknolojiyle ürettiğimiz Nanogold ürünü iç pazarda çok başarılı oldu. Bu ürünün ihracatına da ağırlık vereceğiz. Gelecekte “enerji depolama denince ilk akla gelen şirket” olma hedefiyle çalışıyoruz. Ana sanayiler bizim için teknik direktörler. Onlar ‘Sahaya girin’ dediğinde hazır olacağız.  

 

Avrupa, akü üretiminden çekiliyor

Akü ve jantta dünya devlerine üretim yapıyorsunuz, bu alanlarda yeni yatırımlarınız olacak mı?

-Hayli iddialı hedeflerimiz var. Aküde  dünya genelinde ciddi bir güç olacağız. Afrika’da da yatırım yapmayı planlıyoruz. Hayes Lemmerz  ile güven veren ortaklığımız var ve bu gelişecek.  

- Yeni yatırımları da Alman ortağınızla mı yapacaksınız ?

-Son bir yıldır Türk firmalarına büyük şans doğdu. Avrupalılar jant ve akü üretiminden yavaş yavaş çekiliyor. Biz bunu ya yakalayacağız ya da yakalayamayacağız. Bu kayışa karşı hazırlıklarımızı onlarla birlikte yapıyoruz.

Yeni başkanın en iddialı hedefi nedir?

-Dünyanın ilk bin şirketi arasına girmek.

Gerçekten iddialıymışsınız, bunu nasıl başaracaksınız ?

-Aslında bu, sinerji grubumuzun iddiası. Grupta, aile ve profesyoneller bir araya toplandık ve 2023’de dünyanın  ilk bin şirketinin arasında olmayı hedefledik, bunun olamaz değil, olabilir bir hedef olduğunu gördük.  Strateji ekibimiz şimdi bu hedefin yol haritasını düzenliyor.

 

Kısa çalışmadan yararlandık

İyimser bir insansınız ve güzel şeylerden söz ediyorsunuz. Ancak dünyanın bir kriz gerçeği var. Kriz şirketlerinizi ne kadar etkiledi ?

-Geçen yılı krizle mücadeleyle geçirdik. Bütçemizi yalnızca aküde tutturabildik.  

Personel azalttınız mı ?

-Süreci iyi idare ettiğimizi düşünüyorum. Kriz öncesi de bin 700 çalışanımız vardı, halen aynı sayıda çalışanımız mevcut.  Ekonomik çalkantıyı kısa çalışma, ücretsiz izinlerle geçirdik. Tabii çalışanlarımız büyük fedakarlık yaptı.

Siz de bayrağı üç yıl sonra kardeşinize devredeceksiniz. Meral İnci Zaim olarak içinizden en çok neyi başarmak geçiyor?

-Biliyorum ütopik gibi görünecek ama  “hayal işyerleri”  yaratmak istiyorum. Yani hayalim şu; fabrikalarımız, çalışmaktan mutlu olan insanların işyerleri olmalı. Ortamlar rahat, modern ve kısıtlayıcı olmamalı. Bu arzum duygusal gibi görünüyor ama çalışanların yaratıcı olmaları için mutlu olmaları şart. Farkı ancak yaratıcı çalışanlarla yaratabilirsiniz.

Meral İnci Zaim gözüpek bir girimci olan babasına beziyor mu ?

-Babam gerçekten müthiş bir girişimciydi.  Bir defa düşünür, iki defa düşünmezdi. Ona benzemek zor. Biz elbette artık  hesabımızı fizibilitelerimizi yapıyoruz. Yeni girişimleri uygunsa başlatıyoruz. Çünkü artık büyümek değil sürdürülebilir büyümek önemli. 

İdeallerinizin büyük olması gelecekte merkezinizi İstanbul’a taşımayı getirir mi ? Örneklerini çok gördük ...

-Başka bir kentte olmayı düşünmeyiz.  Ne İzmir’i ne de Manisa’yı bırakabiliriz. Zaten İstanbul’da olmam gerektiğinde iki saate olabiliyorum.

‘Pozitifliğimden taviz vermem’ diyorsunuz ve hep güleryüzlü görünüyorsunuz ama bu tarzınız holding içinde istediğiniz otoriteyi kurmanızı engellemez mi ?

-Yok o kadar da yumuşak değilim. Sonuçta unutmayın Efe genleri var bizde.. .

 

YAKIN PLAN

İşyaşamında duyduğunuz ilk pişmanlık neydi ?

-Bugünkü tecrübelerime sahip olsaydım kızımın doğumundan sonra çalışmaya bir süre ara vermezdim. Çalışmakta olan gençlere de işlerine fazla ara vermemelerini tavsiye ederim.

Tecrübenin öğrettiği üç şey ...

-Mühendis olmamdan dolayı, benim için hayatta gerçekler ve rakamlar fevkalade önemli. Ancak tecrübelerim bana en önemli gerçeğin de duygular olduğunu öğretti.

Ayrıca rakamları, raporları sanal ortamda paylaşabilirsiniz, fakat görüşülecek konuları kesinlikle karşılıklı görüşmenizde yarar var.

Geçmiş kuşak yapmış ben yapmam dedikleriniz?

-Çalışmak için yaşamak.

Ülke açısından önemsediğiniz en kritik konu ve yapılması gerekenler nedir?

-Bu ülke için yeteri kadar kan döküldü ve daha fazla kanın dökülmesine hiç gerek yok. Vatan topraklarında yaşayan tüm vatandaşlarımızın birinci önceliği barış, hoşgörü ve istikrar ortamını sağlamak olmalı.

 

Başkanlık koltuğu bir kardeşten diğerine üçüncü kez değişen İnci Holding’in yeni başkanı Meral İnci Zaim, Alman ortakları Hayes Lemmerz ile Afrika’da yatırım yapmayı planladıklarını, çalışmalarını hızlandırdıklarını anlattı. İnci, bu yatırımla dünya genelinde ciddi bir güç olacaklarına inanıyor.

 

Aile meclisinin tedrisatı önemli

“ Aile anayasasından çok yararlandık. Buna göre aile meclisimiz ve konsey üyelerimiz var. Yedi konsey üyesi, aile meclisini koordine ediyor. Aile meclisinde gençleri görünce, öyle mutlu oluyorum ki. Burada uyuşmayı öğrenecek sonra yönetimde görev alacaklar. 3. kuşak bizle çalışmak istemezse kesinlikle zorlamıyoruz. Kendi tercihlerini yapabiliyorlar. Bizde ayrım yok, gelinler de damatlar da istiyorlarsa şirketlerde görev alabiliyorlar. Aile meclisi olarak, liderlik, gelişme ve kurumsallaşma konularında danışmanlık alıyoruz. “

 

Meral İnci Zaim farklı bir başkan portresi çiziyor. “ Yönetimde beş kardeşten yalnızca biriyim. Tek oy hakkım var ve bundan çok memnunum. O kadar sağlıklı sonuçlar elde ediyoruz ki, özel sorunlarımı bile yönetime getirmekten çekinmiyorum ” diyor.

 

İzmir Körfez’inde su kayağı

Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’ni bitiren Zaim, bugünlerde zaman bulamasa da tam bir spor tutkunu. En çok kızıyla birlikte spor yapmaktan hoşlandığını söylüyor. Yelkeni seviyor, kayağa bayılıyor, trekking yapıyor. Gençliğinde İzmir Körfezi’nde su kayağı yaptığını anlatıyor. Meral İnci Zaim, son zamanlarda hobi amaçlı İtalyanca öğrenmeye başlamış.

www.milliyet.com.tr / 01 Şubat 2010

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR