AB nin iklim koruma formülü …

Avrupa Birliği, sera gazının azaltılması, yenilenebilir enerjilerden kaynak sağlanması ve enerji tüketiminin azaltılması gibi hedefler taşıyor. Ancak bu hedeflere nasıl ulaşılacağı konusunda görüş birliği mevcut değil.

 

2009 yılının Aralık ayında Kopenhag’da başarısızlıkla sonuçlanan Dünya İklim Zirvesi nin hayal kırıklığı devam ediyor. Ne sanayi ülkeleri ne de kalkınmakta ve gelişmekte olan ülkeler, herkesin çıkarlarının örtüştüğü bir iklim koruma anlaşmasının nasıl oluşturulabileceği konusunda bir fikre sahip. 1 Temmuz’a kadar BM İklim Sekretaryası başkanlığını yürütecek olan Yvo de Boer, özellikle sanayi ülkelerinin, sera gazı salınımının azaltılması konusunda iddialı hedefler belirlemesi gerektiğini belirtiyor. Ancak iklim koruma konusunda öncü olmak isteyen Avrupa Birliği içinde bu konuda görüş ayrılıkları söz konusu.

 

Sera gazı salınımının azaltılması

AB’nin şu anda geçerli olan iklim koruma formülü 20, 20, 20 rakamlarından oluşuyor. Yani sera gazı salınım oranlarının 1990 yılına kıyasla yüzde 20 azaltılması, yenilenebilir enerjilerden yüzde 20 oranında kullanılabilir kaynak sağlanması ve enerji tüketiminin, daha etkin kullanımla yüzde 20 azaltılması. Avrupa Birliği, 2007 yılında kararlaştırdığı hedeflere 2020 yılına kadar ulaşmayı planlanıyor. Ancak iklim korumanın öncüsü olarak kâğıt üzerinde formüle edilen talepler ile gerçekler birbirine pek uymuyor. BM İklim Sekretaryası başkanlığını yürüten Yvo de Boer, sera gazı salınımının yüzde 20 azaltılması hedefinin yeterli olmadığı görüşünde.

 

De Boer bu görüşlerini, “Yüzde 20, çok iddialı bir hedef değil. Bunu neden mi söylüyorum? Çünkü AB Komisyonu’nun kendisi de eksi yüzde 20 hedefine büyük çabalar olmaksızın erişilebileceğini söylüyor. Yüzde 30 azaltılması hedefinin daha iddialı bir siyasi hedef olacağına inanıyorum. Umarım AB yakında bu hedefe odaklanır ve buna nasıl ulaşmak istediğini açıklar“ sözleriyle açıklıyor.

 

Ancak AB’nin 27 üyesinin devlet ve hükümet başkanları şu ana kadar buna karşı çıktı. Çoğunluğun görüşü, sera gazı salınımının yüzde 30 azaltılmasının, ABD, Çin ve diğer kalkınmakta olan ülkelerin de benzer iddialı hedefleri benimsemesi halinde söz konusu olabileceği yönünde. Ancak Çin buna karşı çıkıyor ve AB’nin iddialı hedeflerle ilerlemesi gerektiğinde ısrar ediyor. Yüzde 20 hedefinin çok az olduğunu savunan Çinli yetkililer, AB’nin tutum değiştirmemesinin BM müzakerelerinin başarısızlıkla sonuçlanması riskine yol açacağı kanısında.

 

Zirve hazırlıkları Bonn da yapılacak

Aralık ayında Meksika da yapılacak Dünya İklim Zirvesi nin hazırlıkları 9-11 Nisan arasında Almanya’nın Bonn kentinde yapılacak. Şu ana kadar 42 sanayi ülkesi ve 32 gelişmekte olan ülke, BM İklim Sekretaryası’na karbondioksit oranlarının azaltılmasıyla ilgili planlarını gönderdi. Ancak ülkeler arasında şu ana kadar hala bir uzlaşı yok ve hareket planlarının finansmanının nasıl sağlanacağı da belirsiz. Bu nedenle AB içinde süreci hızlandırmak için, iklim müzakerelerini G-20 içinde de sürdürülmesi gerektiği yönünde görüşler var.

 

AB nin iklim koruma hedefleriyle ilgili başka bir sorun daha yaşanıyor. Finans krizinin de etkisiyle AB üyelerinin artan borç yükü, rüzgâr ve güneş enerjisi, biyokütle gibi alanlarda kamu teşviklerine engel olabilir. AB Komisyonu nun enerjiden sorumlu üyesi Günther Oettinger, Brüksel’de geleceğin teknolojileri ve enerji altyapısına yatırım yapılmasını istediğini açıklamıştı. Ancak 27 üyenin maliye bakanlarının mart başında yapılan toplantıda Oettinger’in planlarına kuşkuyla yaklaştığı görüldü.

 

Vatandaşlara düşen sorumluluk

AB üyelerinin yenilenebilir enerji kaynaklarının oranını 2020 yılına kadar yüzde 20 artırılmasıyla ilgili üçüncü hedef de zor görünüyor. Oettinger, şu ana kadarki değişikliklerle bu hedefin ancak yarısına ulaşılabileceği görüşünde. Avrupa Parlamentosu Sanayi ve Enerji Komisyonu Başkanı Herbert Reul, vatandaşların da sorumluluk taşıması gerektiğini kaydetti.

Reul, "Enerji tasarrufu potansiyelinin yüzde 20 sine, tüm yasa ve kararlar bir kenara, sadece insanlar davranış biçimlerini değiştirdiği takdirde ulaşılabileceğini biliyoruz. Anahtar budur. Sürekli yeni hedefler, yeni yasa, proje ve planlar tek başına bir şey getirmez" diye konuştu. www.dw-world.de/dw / 31 Mart 2010

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR