Nijerli Don Kişot’un radyoaktif direnişi …

Nijerli Almustafa Alhacen, Fransız devi Areva’nın Nijer’de işlettiği dünyanın en büyük uranyum madenlerinin çevreye ve sağlığa verdiği zarara karşı seferberlik yürütüyor.

 

Dünyaya ‘temiz enerji’ ihraç ettiğini savunan Fransız Areva şirketi, 40 yıldır Nijer’den çıkardığı uranyumu dünyaya pazarlıyor. Suudi Arabistan, petrolde ne ise, Nijer de uranyumda aynı konumda. Ancak radyoaktif maden, çöpleri ve kuralsız çalışma ortamı, Nijer’i sinsice kemiriyor. İşte şimdi Nijerli bir Tuareg Almustafa Alhacen, buna dikkat çekmek için uluslararası bir kampanya yürütüyor.

 

Alhacen, dokuz yıl önce, çalışma arkadaşlarının esrarengiz bir şekilde ölmesi üzerine bir örgüt kurmuş. Örgütün adı Aghirin Man.

 

Eski sömürgesi

Tuareg dilinde, “ruhun korunması” anlamına geliyor. Hedefi ise dünyanın en büyük nükleer enerji şirketlerinden olan Fransız Yönetimi’nin Areva Şirketi. Nükleer santral inşa eden, uranyum satan Fransız devinin geçen yılki cirosu yaklaşık 19 milyar dolar. Batı’ya temiz enerji pazarlayan şirket, uranyum ihtiyacını eski sömürgesi olan Nijer’den karşılıyor.

 

Temiz enerjinin kirli yüzü

Nijer aslında temiz enerjinin kirli yüzü. Areva, 1968 yılından bu yana Sahra Çölü’nden 100 bin ton uranyum çıkarmış. Areva’nın iki uranyum madeninden biri eskiden “ikinci Paris” diye anılan Arlit yakınlarında. Ama eski günlerden eser yok. Madenden çıkarılan radyoaktif atıklar, dış mahallerde yeni tepeler oluştururken, kirlilik ve hastalık bölgede kol geziyor. Alhacen’e gelince, ilk kez 1978 yılında 21 yaşındayken çalışmaya başlamış. Radyasyon nedir öğrenmesi ise 1986 yılında, Ukrayna’daki Çernobil faciasından sonra olmuş. www.hurriyet.com.tr / dünya / 04.04.2010

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR