Patronlar : Öncü göstergelerdeki iyileşme yatırım iklimi için yeterli değil.
İş dünyasının önde gelen isimleri büyüme, sanayi üretimi, ihracat gibi öncü göstergelerde yaşanan olumlu gelişmelerin “yatırım ikliminin oluşması” için yeterli olmadığı görüşünde birleşiyor.
2009 yılının son çeyreğinde açıklanan büyüme rakamlarını yorumlayan iş dünyası, resesyondan çıkışı, ekonomideki büyümeyi sürdürülebilir buluyor. Baz etkisiyle yılın ilk çeyreğinde ekonominin çift haneli büyüyeceği görüşünde olan iş dünyası, 2010 ve 2011’de yüksek büyüme hızının beklenmemesi gerektiğini vurguluyor. Türkiye’nin büyüme hızını garanti altına alacak koşulları henüz yaratamadığına dikkat çekerek, yatırım ortamındaki ve işgücü piyasalarındaki aksaklıkların giderilmesi gerektiğine işaret ediyor. Anayasa değişikliği paketi tartışmalarının ekonomiyi gölgelememesini isteyen iş dünyası, bu konuda “uzlaşı” bekliyor.
Anadolu Endüstri Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, IC Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, TÜSİAD eski Başkanı Erkut Yücaoğlu, SETBİR Başkanı Erdal Bahçıvan, Polat Enerji Genel Müdürü Zeki Eriş ekonominin öncü göstergelerindeki gelişmeleri, Anayasa değişikliği paketi tartışmalarını ve paketin referanduma götürülmesi halinde ekonomiye yansımalarını değerlendirdi.
İBRAHİM ÇEÇEN : “ÖZEL SEKTÖRE YENİ BİR HEYECAN GELDİ”
IC Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen, işsizlik rakamları dışında, ekonominin öncü göstergelerinde yaşanan gerçekleşmenin özel sektöre yeni bir heyecan getirdiğini söyledi. Her sektörde canlanma yaşanmaya başladığını dile getiren Çeçen, özellikle turizm, enerji ve inşaat sektörlerinde heyecanın hissedildiğini vurguladı. Yatırım ortamında ve işgücü piyasalarında aksaklıkların giderilmesi gerektiğini vurgulayan Çeçen, canlanmanın ve büyümenin reformlarla desteklenmesi gerektiğini kaydetti. Çeçen, grup olarak kriz nedeniyle beklemeye aldıkları yatırımları hayata geçirmeye başladıklarını, enerji lisanslarını realize etmeye çalıştıklarını açıkladı. Bu alanda kredi musluklarının açıldığını aktaran Çeçen, şu an ellerinde toplam 800 milyon dolar büyüklüğünde 13 enerji lisansı bulunduğunu, bunun 300 milyon dolarlık bölümünü oluşturan 5 projeyi devreye soktuklarını bildirdi. Bu alana yönelik olarak 150 milyon dolarlık yatırımın daha realize edileceğini dile getiren Çeçen, 2011 yılı sonunda ise 450 milyon dolarlık yatırımın realize edileceğini söyledi. Çeçen, turizm sektörüne yönelik olarak İstanbul’da yapacakları 200 milyon euro’luk bir proje olan Bomonti Kongre Merkezi yatırımını da devreye sokmayı planladıklarını aktardı.
ÖZELLEŞTİRMELERİ TAKİP EDİYOR ?
İbrahim Çeçen, özelleştirmeleri de yakından takip ettiklerini söyledi. Boğaz köprüsü, karayolu ve otoyol özelleştirmeleriyle ilgilendiklerini belirten Çeçen, dağıtım ihalelerine girmeye hazırlandıklarını bildirdi. Çeçen, Galataport özelleştirmesinin ise gündemlerinde olmadığını kaydetti.
“SANAYİ GRUBUNDA HALA ÖNÜMÜZÜ GÖREMİYORUZ”
Sanayi grubunda hala önlerini göremediklerini belirten İbrahim Çeçen, bu nedenle sanayi alanında yatırımlara mesafeli olduklarını vurguladı. Çeçen, 2010 yılında ihracata dayalı şirketlerde 2008’in rakamlarına yaklaşmayı umut ettiklerini ifade etti.
“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDE AKLİSELİMDE UZLAŞILMALI”
Yatırımlarda siyasi istikrarın önemine dikkat çeken İbrahim Çeçen, Anayasa değişikliği paketi tartışmalarını endişeyle izlediklerini ifade etti. Tercihlerinin siyasi huzur ve istikrarın devamı yönünde olduğunu belirten Çeçen, “Siyasi istikrarın bozulacağı kaygısı, yatırımcıda tereddüt yaratır. Piyasaların ve yatırımcının şevkini kırar. Bu nedenle Anayasa değişikliği paketinde referanduma gitmeden siyasi uzlaşı ve iyi niyet bekliyoruz. Herkesin aklıselim noktasında uzlaşacağını ümit ediyoruz. Bütün siyasi partiler ülkenin yararını düşünüyorsa, bu konuda yeni problemler ve dalgalanmalar yaratmadan yeni bir yaklaşım sergilemelerini bekliyoruz. Aksi halde bu tartışmalar ülke ekonomisine zarar verir” dedi.
TUNCAY ÖZİLHAN: “2010’DA YENİ KAPASİTE YATIRIMLARINA İHTİYAÇ YOK”
Anadolu Endüstri Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, 2009 yılının son çeyreğinde Türkiye ekonomisinin büyümesinin önemli bir gelişme olduğunu belirterek, Ocak ve Şubat aylarına ilişkin açıklanan rakamların ekonomide iyileşmeyi ortaya koyduğunu, resesyondan çıkışın kalıcı olacağını vurguladı. Toparlanmanın tüm sektörlere yayılmış olduğunu gözlemlediklerini söyleyen Özilhan, ancak bu gelişmelerin yatırım ortamı için yeterli olmadığını ifade etti. Özilhan, “Henüz rakamlar o güveni vermiyor. Hala kapasite kullanım oranları düşük. Yatırımcının yeni kapasiteye ihtiyacı yok. Kişisel olarak 2010 yılında yeni bir kapasiteye ihtiyaç duyulacağını düşünmüyorum” dedi.
“EKONOMİDE YAŞANAN GELİŞMELER BÜYÜMEYE HAZIRLIK”
Son çeyrekteki büyümenin stokları erittiğini dile getiren Özilhan, krizden çıkışta stokların yeniden oluşturulmasının önemli bir rol oynayacağını ifade etti. Özilhan, gelişmeleri tekrar stoka geçme ve büyümeye karşı hazırlık olarak yorumladı.
OTOMOTİV VE İNŞAAT KRİZE DAYANIKSIZ
Bir süre önce enerji sektörüne 2 milyar euroluk yatırımla girme kararı alan Anadolu Grubu’nun patronu Özilhan, bazı sektörlerin krize daha dayanıklı olduğunu vurguladı. Özilhan, gıda sektörünün, ambalajlı ürünler ve hızlı tüketim mallarının bu grupta yer aldığını belirterek, otomotiv ve inşaat gibi sektörlerin ise krizden olumsuz yönde etkilendiğini dile getirdi. Kriz döneminde yatırımlarını yavaşlattıklarını anımsatan Özilhan, “Ben şunu görüyorum: 2011 yılında ekonomi trendine girecek. Ancak 2007 ve 2008 yıllarındaki gibi olmayacak. Artık canlanan, büyüyen, balonların olduğu ekonomileri göremeyeceğiz. Büyük değerlenmeler, bir takım sektörlerdeki büyümeler kolay görünmüyor” dedi.
“GALİBA EKONOMİ SİYASİ TARTIŞMALARA KARŞI DİRENÇ KAZANDI”
Özilhan, Anayasa değişikliği paketine yönelik tartışmaların ve paketin referanduma götürülmesinin ekonomiyi nasıl etkileyeceği sorusunu ise şöyle cevapladı: “Türkiye ekonomisi galiba siyasi tartışmalara daha dayanıklı hale geldi. Direnç kazandı. Anayasa değişikliği tartışmaları, ekonomiyi ve piyasaları yansımadı.”
AHMET NAZİF ZORLU: “TEDBİRİ ELDEN BIRAKMAMAK LAZIM”
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, yatırımcının 2007-2008’de kriz Türkiye gelmeyecek gibi hareket ettiğini, ancak Türkiye ekonomisinin krizden olumsuz etkilendiğini belirtti. “Türkiye krizde maalesef küçüldü ve resesyona girdi” diyen Zorlu, ekonominin son çeyrekte büyümesinin sevindirici ve umut verici bir gelişme olduğunu kaydetti. Baz etkisi nedeniyle yılın ilk çeyreğinde çift haneli bir büyüme beklediğini dile getiren Zorlu, “Bu olumlu bir gelişme. Sonraki çeyreklerde de büyüme devam edecek. Ancak tedbiri elden bırakmamak lazım. Türk milleti olarak gevşememek lazım. Büyümeyi daha sağlıklı hale getirmek için hem iş dünyası, hem de hükümet olarak çabalamalıyız” dedi.
“OLUMLU SEYİR YATIRIMLARIN ARTMASI İÇİN YETERLİ DEĞİL”
Ekonominin öncü göstergelerinde yaşanan olumlu seyrin yatırımların artması için yeterli olmayacağını söyleyen Zorlu, uzun bir süre daha Türkiye’deki ve dünyadaki gelişmelerin takip edilmesi gerektiğini vurguladı.
Grup olarak gündemlerine yeni yatırım almadıklarını ifade eden Zorlu, “Mevcut yatırımlarımızda, iyileştirme çalışmaları ve yatırımları yaptık. Kapasiteleri artırdık. Bu yıl yeni yatırımı gündeme almadık. Almayacağız da” diye konuştu.
“Korkuyoruz” diyen Zorlu, krize rağmen büyüyen Çin’in parasının değerlenmediğini hatırlattı. Türk Lirası’nda yaşanan artışlara dikkat çeken Zorlu, “Bir bakıyorsunuz Türk Lirası değerleniyor. Türk Lirası niye değerleniyor. Yatırımcı paraya göre hesap yapıyor. Türk Lirası yükselince dengeler bozuluyor. ABD hapşırdığında bırakın nezleyi Türkiye zatürre oluyor. Cari açık artıyor. TL artıyor. Korkuyoruz” dedi.
“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ UZLAŞI İÇİNDE YAPILMALI”
Anayasa değişikliğinin büyük bir uzlaşı içinde yapılması gerektiğini vurgulayan Zorlu, bunun Türkiye’nin menfaatine olacağını söyledi. Zorlu, Anayasa değişikliğinin referanduma götürülmesi halinde ekonomidenin nasıl etkileneceğine yönelik soruyu ise şöyle cevapladı : “Demokrasilerde halka sorulması çok güzel bir şey. Halk ne diyor? Ekonominin bundan olumsuz etkilenmeyeceğini düşünüyorum.”
ERDAL BAHÇIVAN: “BİRÇOK SEKTÖR YATIRIM İKLİMİNE GİRECEK DURUMDA DEĞİL”
Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan Türkiye ekonomisinin geçen seneden çok daha olumlu bir sürece girdiğini söyledi. Bahçıvan, 2009 yılının son çeyreğinde yaşanan büyümenin, sürdürülebilir olmasının önemli olduğunu vurgulayarak, önümüzdeki 3, 6 ve 9 aylık süreçler içinde bunun görüleceğini kaydederek şu açıklamalarda bulundu:
“Ama kabul etmek lazım ki hem dünya hem Türkiye 2009’dan çok daha iyi bir dönemi şu an için yaşıyorlar. Ben yılın ilk çeyreğinin baz etkisiyle rekor büyümeyle biteceğini tahmin ediyorum. İkinci çeyrekte de aynı etkiyi göreceğimize inanıyorum. Ama bu yatırımlardan kaynaklanan bir büyüme mi derseniz, hayır! Ne yazık ki henüz onu söyleyecek bir noktada değiliz. Maalesef, bizim sektörümüz de dahil olmak üzere bir çok sektör yeni bir yatırım iklimini girecek durumda değil.”
“SİYASİ GERGİNLİKLER YATIRIM ORTAMINI OLUMSUZ ETKİLİYOR”
Yaratılan gerginlikler ve siyasetin tekrar Türkiye’nin gündemine oturmasının yatırım iklimini olumsuz etkilediğini ifade eden Bahçıvan, Anayasa değişikliği paketi gibi konular gündemin ön sıralarda yer işgal etmesinin uzun vadeli bir takım yatırımları ve projeleri nispeten etkilediğini vurguladı. Bahçıvan, “Her şeye rağmen 2010 Türkiye’sinin yatırım da dahil olmak üzere 2009’dan çok daha olumlu olacağını düşünüyorum” dedi.
“2010 YILINI TEMKİNLİ BİR İYİMSERLİKLE GÖTÜRMELİYİZ”
Türkiye’nin 2010 yılının son çeyreğine kadar temkinli davranmaya devam etmesi ve gelişmeleri takip etmesi gerektiğini belirten Bahçıvan, bu noktada Türkiye’nin siyasi istikrarını korumasının önemine işaret etti. Dünyadaki gelişmelerin de ne şekilde gerçekleşeceğinin görülmesi gerektiğini ifade eden Bahçıvan, “Dünya henüz sorunlarını tamamen çözebilmiş değil. Dünya kendini en azından birazcık toparlayacağını gösterirse, Türkiye bunun üstünde kat kat büyür. Ben Türkiye’nin her halükarda dünyanın belli bir döneme girdiği takdirde, dünya ortalamasının üç dört puan üstünde bir büyüme tahmin ediyorum. Ancak 2010’un son çeyreğinde bu soruyu cevaplayabiliriz. Ama önümüzdeki 8-9 ay daha temkinli gidilmesi gereken bir süreç. Hepimizin üzerinde 2009’dan öyle bir enkaz kaldı ki, onun temizlenmesi bir düzene girmesi zaman alacak. 2010 yılını temkinli bir iyimserlikle götürmek lazım” diye konuştu.
ERKUT YÜCAOĞLU: “YENİ YATIRIMLAR İÇİN BEKLENMESİ GEREKİYOR”
Ekonomiye ilişkin öncü göstergelerde yaşanan olumlu havanın özellikle mevcut yatırım kapasitesinin kullanımını olumlu etkileyeceğini söyleyen TÜSİAD eski Başkanı Erkut Yücaoğlu, ilave kapasite ve yeni yatırımlar için beklenilmesi gerektiğini vurguladı.
2009 yılının son çeyreğinde Türkiye ekonomisinin büyümesinin krizden hızla çıkılacağının bir işareti olduğunu, iç piyasanın canlanmaya başladığının göstergesi olarak kabul edildiğini belirten Yücaoğlu, krizden çıkışın baz etkisinin de yardımıyla ilk çeyrekte yüksek oranlı bir büyümeye işaret ettiğini dile getirdi. Bu süreçten sonra büyümede yavaşlama beklediğini dile getiren Yücaoğlu, daha ihtiyatlı bir iki seneye girileceğini ifade etti.
Türkiye’nin dış ticarete hassas bir ülke olduğunu vurgulayan Yücağoğlu, “Büyümenin en büyük parçası, ihracatın büyümesinden geliyor. Bu nedenle ihracattaki gelişmeler, mevcut kapasitelerin daha yüksek düzeyde kullanıma geçmesi anlamına geliyor. İhracatın büyümeye pozitif katkı yapmasının sağlanması, bu noktada büyük önem taşıyor” dedi. Yücaoğlu, Anayasa değişikliği paketine yönelik TÜSİAD’ın görüşlerine katıldığını, bu konuda farklı bir yorum getirmesinin söz konusu olmadığını dile getirdi.
ZEKİ ERİŞ : “YATIRIM İÇİN SİNYALDEN ÇOK UZUN HUZMELİ FARA GEREK VAR”
Polot Enerji Genel Müdürü Zeki Eriş, ekonominin öncü göstergelerinde yaşanan olumlu gelişmelerin yatırım için yeterli olmadığını belirterek, “Bunların sinyalden çok uzun huzmeli fara dönüşmesi lazım” dedi. Eriş, enerji sektörünün, özellikle de yenilenebilir enerjide yatırım ikliminin yakalanması için ekonomideki gelişmelerin tek başına yeterli olmadığını vurguladı. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerji üretiminin teşvik edilmesine ilişkin yasa teklifinin geri çekilmesinin yatırımları zorlaştırdığını vurgulayan Eriş, sürdürülebilir yatırımı sağlayacak destek mekanizmalarına ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Mevcut Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği’nin (DUY) yenilenebilir yatırımlara göre dizayn edilmediğini, ikili anlaşmalara girilemediğini kaydeden Eriş, “Yenilenebilir kaynakları DUY’a soktuğunuzda sistemin fiyatını aşağı çekiyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarının ikili anlaşmalarla piyasada yer almasını sağlamak lazım” dedi. www.milliyet.com.tr / 18.04.2010