Enerji politikasının kaynağı G-20 olmalıdır
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, yüzyılın en büyük mücadelesinin sürdürü lebilir, rekabetçi ve çevreye sorumlu bir enerji politikasının yaratılması olacağını belirterek, "Bu politikanın kaynağı G-20 ülkeleri olmalıdır" dedi.
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, yüzyılın en büyük mücadelesinin sürdürülebilir, rekabetçi ve çevreye sorumlu bir enerji politikasının yaratılması olacağını belirterek, "Bu politikanın kaynağı G-20 ülkeleri olmalıdır" dedi.
Sabancı, Monaco da Monaco Prensi II. Albert in himayesinde yapılan "MIT Energy Futures Konferansı"nda "Enerji Kavşağındaki Türkiye nin Rolü" başlıklı bir konuşma yaptı.
Konuşmasında, global ve bölgesel enerji politikaları, dünyanın artan enerji ihtiyacı ve Sabancı Holding in enerji alanındaki yatırımları konularına değinen Sabancı, gelecek yüzyılda, enerjinin nasıl elde edildiği, nasıl dağıtıldığı ve nasıl kullanıldığının, dünya ekonomisi, güvenliği ve geleceği için büyük önem taşıyacağını belirtti.
Arz-talepte olası bir dengesizlik riskinin tüm Batı ekonomilerini tehdit ettiğini belirten Sabancı, şunları söyledi:
"Dünyadaki enerji kaynaklarını zorlamaya çoktan başladık bile. ABD Enerji Enformasyon İdaresi nin Temmuz ayında açıkladığı rakamlara göre, dünyadaki pazarlanan enerji tüketimi, 2007 ile 2035 yılları arasında tam olarak yüzde 50 oranında bir artış gösterecektir. Bu tahminlere göre, OECD ülkelerindeki talep yüzde 14, OECD dışı ülkelerde ise yüzde 84 artacaktır.
Küresel krizin dünya enerji talebine olan menfi etkisi aşikardır. Fakat, bu etki kısa dönemli olacaktır. Ülke ekonomileri gerilemenin etkilerinden kurtuldukça, tüketim de çok yakın zamanda kriz öncesi seviyesini aşacaktır. Bugünkü durum çevre açısından da arz güvenliği açısından da sürdürülebilir değildir. Buna rağmen önümüzdeki on sene içinde küresel enerji kaynaklarına olan talep de nüfus, ekonomiler ve tüketim oranları büyüdükçe hızlı bir sıçrayış gösterecektir."
Sabancı, konuşmasında, gelecek yüzyılda enerji konusunda sektörde yaşanabilecek mücadeleye de değinerek, gelecek yüzyılın en büyük mücadelesinin sürdürülebilir, rekabetçi ve çevreye sorumlu bir enerji politikasının yaratılması olacağını kaydetti.
Tam anlamıyla yeni ve uluslararası bir vizyon, politika ve strateji oluşturulmasının şart olduğunu belirten Sabancı, "Bu politikanın kaynağı G-20 ülkeleri olmalıdır" dedi.
Dünyanın, global finansal krizden ders alması gerektiğini ifade eden Sabancı, benzer bir global enerji krizini yaşamamak için G20 üzerinden, ortak bir vizyon ve ortak denetim ve yönetim mekanizmaları geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Enerji kaynakları ve özellikle doğalgaza olan talepteki artışların 3 olası senaryoyla sonuçlanabileceğini kaydeden Sabancı, şu görüşleri ifade etti:
"Bu senaryoların ilki, ki bu pozitif bir senaryodur, inovatif teknolojilerin, petrol kayası gazı (shale gas) gibi yeni enerji kaynaklarının daha ulaşılabilir olmasına bağlıdır. Bu çeşitlendirme batının hızla artmakta olan ithal enerji bağımlılığına da son verecektir.
İkinci bir senaryo daha zor olacaktır. Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan devlerin ihtiyacı büyük olan pazarlarından gelecek talebe istinaden enerji fiyatları alarm verecek şekilde tavan yapar. Özellikle batıda ALTERNATİF enerjiye olan yatırımlar, hem ekonomik hem de çevrecilerin baskısı sonucu durur.
Bu da doğalgaz ve ham petrolün fiyatında büyük bir zıplamaya yol açacaktır. Fakat böyle bir senaryoda bile olumlu bir gelişme olur çünkü bu durumda yenilenebilir enerji AR-GE yatırımları hız kazanır. Artan AR-GE yatırımları da üniversiteler, iş çevreleri ve ülkeler arasındaki dayanışmanın da gelişmesini sağlayacaktır.
Daha büyük bir olasılıkla yakın gelecekte bizi bu iki senaryonun karışımı üçüncü bir senaryo beklemektedir. Dünya, arz krizleriyle baş edebilmek için ALTERNATİF ENERJİ kaynakları geliştirmek, uluslararası enerji ağlarını oluşturmak ve iç pazarların yönetimini iyileştirmek zorundadır."
Sabancı, sektörde Türkiye nin artan önemine de işaret ederek, "Türkiye nin Avrupa enerji arzındaki merkezi rolü doğaldır çünkü Türkiye nin bir yanında dünyanın petrol ve gaz rezervlerinin yüzde 70 i, öbür yanında da dünyanın en büyük ikinci enerji pazarı bulunmaktadır. Türkiye, doğunun doğal kaynak zengini ülkeleriyle Avrupa nın gelişmiş pazarlarını birleştiren bir enerji köprüsüdür. En basit şekilde söylemek gerekirse, Türkiye, Avrupa nın enerji gü venliğinin ayrılmaz bir parçasıdır" dedi.
Hem halen faaliyet gösteren hem de planlanmış boru hattı projelerinin, Türkiye nin bu transit ülke vazifesini daha da önemli kıldığını anlatan Sabancı , halihazırda Bakü-Ceyhan Boru Hattı nın Azeri ve Kazak ham petrolünü Akdeniz e taşıdığını söyledi.
Sabancı, "İşte bu 21. Yüzyılın İpek Yolu dediğimiz Doğu-Batı enerji koridorunun en önemli halkasıdır" diye konuştu.
Güler Sabancı, bu yeni İpek Yolu nun ikinci kolunu da Avrupa ya gaz transferinin oluşturduğunu, boru hatlarının, Avrupa nın doğalgaz güvenliği için çok büyük bir önem üstlendiğini kaydetti.
Avrupa nın, doğalgaz konusunda Rusya ya olan bağımlılığını azaltmak istemesinin herkesin bildiği bir durum olduğunu ifade eden Sabancı, bu amaç için de Avrupa nın cevabının, Türkiye den geçerek Hazar, Ortadoğu ve Mısır bölgelerini, Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya, Orta ve Batı Avrupa ile birleştirecek Nabucco Projesi olduğunu belirtti.
Sabancı, Avrupa nın, Nabucco nun çalışabilecek bir boru hattı olmasını istiyorsa, planlarını çok dikkatli yapması gerektiğini ifade ederek, "Avrupa, daha özenli çalışıp tüm tedarikçileri gözden geçirmelidir. Buna, tabii ki potansiyel tedarikçiler de dahildir" dedi.
Sabancı Holding in enerji yatırımlarına ve gelecekteki planlarına da değinen Sabancı, Türkiye enerji piyasasında yapılan özelleştirme çalış maları ve serbest piyasa uyarlamalarının sektörün geleceği için büyük önem taşıdığını kaydetti.
Sabancı Holding olarak Türkiye nin enerji sektörünün bu heyecan veren yeni safhasında en önde rol aldıklarını anlatan Sabancı, şu görüşleri ifade etti:
"İnanıyoruz ki, bölgemizdeki ve özellikle Türkiye deki pazarlar, yeni yatırım çekilmesine ön ayak olacak gerekli reformlardan sonra daha da gelişecektir. Biz, bunun deneyimini elektrik enerjisi konusunda ilk elden yaşadık. Avusturyalı Verbund şirketiyle olan EnerjiSA ortaklığımız, Türkiye nin kalbindeki devasa Ankara bölgesinin elektrik dağıtımını üstlenmektedir.
Yakın zamanda enerji ticareti sadece ülkeler arasında değil, ayrıca şirketler ve şirketlerin kuracağı konsorsiyumlar arasında yapılacaktır. Mesela biz 2015 yılında tüm projelerimizi bitirdiğimizde, yılda 3bcm yani Türkiye nin gaz ihtiyacının yüzde 8 ini karşılıyor olacağız. Bulgaristan ın yıllık ihtiyacının 2.5 milyar metreküp (bcm) ve İsviçre ve Yunanistan ınkilerin de 3bcm olduğunu hatırlarsak, bu rakamın büyüklüğü ortaya çıkacaktır. Bu sebepten dolayı da bu projemizi kesinleştirmek için takımım çalışmalarına hızla devam etmektedir. Tabii ALTERNATİF ENERJİ ve natif yakıtlar konusunda da çalışma ve uygulamalarımızı devam ettiriyoruz."
Ayrı ayrı çalışmanın yanı sıra işbirliği yapan şirketler ve ülkeler olarak da hep beraber çalışılması gerekeceğini ifade eden Sabancı, bu sayede çözümlere daha hızlı ulaşılacağını kaydetti.
Sabancı, "Harcayacak vaktimiz yok. Tüm dünyanın iyiliği için işbirliği yapmalıyız. Buna ulaşmanın en iyi yollarından biri, akademik ve araştırma alanlarında işbirliğidir. Üniversiteler, şirketler ve ülkeler arası daha ileri seviyede işbirliği, herkesin yararınadır" diye konuştu.
Monaco / Ankara / AA / 24.09.2010