Necdet Pamir: ¨Sıkıntıların nedeni ayyuka çıkan yanlış uygulamalar.¨
Cumhuriyet gazetesinden Leyla Tavşanoğlu nun enerji gündemindeki konular ile ilgili bir röportaj gerçekleştirdiği enerji uzmanı Necdet Pamir bu görüşmede Türkiye nin yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu. Aşağıda röportajın ilgili bölümünü yayınlıyoruz.
- Ya Hidroelektrik Potansiyel ?
Necdet Pamir - Türkiye’nin sudan; 140 ile 170 milyar kilovatsaat teknik, ekonomik, kullanılabilir elektrik elde etme potansiyeli var. Bunun da yarıdan fazlası bekliyor.
Hidroelektrik santrallerle (HES) ilgili sıkıntıların nedenleri; bu iktidar döneminde ayyuka çıkan yanlış uygulamalardan kaynaklanıyor. Özellikle çevre etki değerlendirme (ÇED) raporlarının ya hiç “gerekli görülmemesi” ya da “duruma uydurulması” nedeniyle, yöre halkından büyük tepkiler alınıyor. Özellikle Karadeniz’de büyük ama haklı tepkiler var. “Can Suyu”, yani derelerin akıp geçtiği besleyebilecek minimum su miktarı hesabının, kağıt üzerinde ve kerhen yazılması, doğayı öldürüyor, insanları göçe zorluyor. Mahkeme kararları olmasına rağmen kamu santralleri bile gereken can suyu o yöreye bırakılmıyor.
Biz, “Ülkemizde yerli kaynaklar var, dışa bağımlılık ‘kader’ değil” derken, “yanlış uygulamalar yapılsın” demiyoruz. Malesef, yandaş şirketlerin daha fazla kar etmesi için çok şeye göz yumuluyor. Ondan sonra da ortaya çıkan tepkilere karşılık, “Hadi nükleere gidelim” gibi birilerinin fazla komisyon alabileceği, bazı yandaş şirketlerin palazlanabileceği yöntemlere daha fazla yol açılıyor.
Üçüncü kaynak rüzgar enerjisidir. Elektrik İşleri Etüd İdaresi’nin saptamalarına göre, 48 bin megavatlık kurulu güç potansiyeli var. Rüzgar sanayicileri ise 20 bin megavatı daha güvenilir bir rakam olarak kabul ediyorlar.
- Peki, bugüne kadar bu rüzgar enerjisinin ne kadarı devreye sokuldu?
Necdet Pamir - Bin yüz megavatı! Belirttiğim gibi, rüzgar 365 gün kesintisiz esmez. Kapasite kullanım oranı yaklaşık yüzde 30’dur. Ama böyle bir potansiyel var ve teknoloji de giderek ilerliyor. Bunun kullanılması lazım. Bir başka sorun, EPDK’nın başvuru süresini bir sabah açıp akşama kapayıp, lisans dağıtması ve kriterleri doğru belirlememesi. Düne kadar enerjiyle ilgisi olmayan ne kadar “yatırımcı” varsa, “Şuradan bir lisans yapalım. Cebimizde dursun. Sonra onu ‘hava parası’yla satarız” hesabıyla işin içine giriyor. Kimi yandaşların içeriden haber alıp “önden” yer tuttuğu bir sistem oluştu. Ama lisansı böylesi dağıtan EPDK bir süredir “Çantacılar türedi” diye şikayet ediyor!