Temiz bir çevre için 5 milyon kürek
Roz Savage, Atlas, Pasifik ve son olarak beş ayda Hint Okyanusu’nu kürek çekerek geçen dünyanın ilk ve tek kadını. Bu yolculukları küresel ısınma ve çevre kirliliğine dikkat çekmek için yapan Savage sorulamızı yanıtladı.
Önce Atlas, sonra Pasifik şimdi de Hint Okyanusu... İngiliz Roz Savage, dünyada üç okyanusu kürek çekerek geçen ilk ve tek kadın. Bu macera dolu seyahatleri yapmasının tek bir amacı var: Küresel ısınma ve çevre kirliliğine dikkat çekmek.
Herkes bireysel olarak üzerine düşeni yaparsa daha temiz ve yeşil bir çevrenin yaratılabileceğini düşünen Savage, geçen yıl İstanbul’a geldiğinde sorularımızı yanıtlamıştı. O zaman Atlas Okyanusu’nu geçen altıncı, Pasifik Okyanusu’nu tek başına geçen ilk kadın unvanına sahipti. “2011’de Hint Okyanusu’na açılacağım” diyen Savage, kısa bir süre önce bu hedefini de gerçekleştirdi. Beş milyondan fazla kürek çekerek yaptığı ve beş ay süren yolculuğunu tamamladı, üç okyanusu kürekle geçen dünyanın ilk ve tek kadını oldu.
Tam beş milyon kürek
Oxford Üniversitesi’nde hukuk okuduktan sonra bir şirkette çalışırken içsel mutluluğu bulmak için yola çıktığını söyleyen Savage, o mutluluğu çevreyle ilgili sosyal bilinci artırarak buldu. Bunun için okyanusları geçti, dünyanın pek çok yerinde o okyanuslarda gördüğü güzellikleri hiç görmeyen kişilere anlatmaya, insanları küresel iklim değişikliği konusunda bilinçlendirmeye adadı. Savage bu misyon uğruna beş ay önce Hint Okyanusu’nda da zorlu bir yolculuğa başladı: “Avustralya’dan yola çıkıp Hindistan’da yolculuğumu tamamlayacaktım. Hint Okyanusu’nda korsan faaliyetlerinin artması ve dört Amerikalı’nın öldürülmesi nedeniyle planımı değiştirdim. Avustralya’nın batısındaki Fremantle’den başladım, yolculuğumu Mauritius’ta bitirdim. 4 bin mil boyunca hiç durmadan sürekli kürek çektim.”
Daha fazla yolculuk yok
Her yolculuk insana bir şey öğretir. Savage, son seyahatinde hemen her şeyin başarılabileceğini gördüğünü belirtiyor. O nedenle temiz bir çevre konusunda da umutlu: “Üç okyanusu 5 milyon kez kürek çekerek geçtim. Bir kez kürek çekmek beni çok ileri taşımaz ama bunu tam beş milyon kez yapmak dünyayı tanımanıza neden oluyor. Çevre sorunları için de bu geçerli. Bazıları bireysel olarak bir şey yapmanın fark yaratmadığını düşünüyor ama herkes sürdürülebilir bir çevre için üzerine düşeni gerçekleştirirse daha temiz ve yeşil bir gelecek yaratabiliriz.”
Sponsorların ve arkadaşlarının maddi desteğiyle bu seyahatleri yapan Savage, denize açılmadığı günlerde bir sırt çantasıyla yaşıyor. Ülkesindeyken arkadaşlarında, seyahatlerinde otellerde kalıyor. Beş aylık yolculuğu boyunca “Bir evim yok o yüzden evimi özlediğimi söyleyemeyeceğim!” diyen Savage sıcak bir yatağın hasretini çektiğini gizlemiyor: “Rahat bir yatakta, gıcır gıcır temiz çarşaflar üzerinde uyumayı özledim. Özellikle yolculuğumun son döneminde uyku tulumum kirlendiğinde! Sıcak bir banyo ve soğuk içeceklere de ihtiyaç duyuyordum. Bir de yürümeyi özledim ki beş aylık yolculuğum boyunca kabinden dışarı iki adımdan fazla yürüyemedim!”
Bu, Savage’ın son seyahatiydi. Kürek çekerek okyanusları geçmeyi planlamıyor artık. İyi ve temiz bir gelecek için önderlik yapacak hareketlerin içinde bulunmayı istediğini belirten Savage, gelecekteki planlarını şöyle sıralıyor: “2012’de yolculuklarımı bir kitap haline getireceğim ve filmini çekeceğim. 2013’te ise yeni bir maceraya yelken açacağım. Detaylarını şimdi veremem, ne olacağını da bilmiyorum ama heyecanlıyım!”
Ye-Dua Et-Kürek Çek!
Roz Savage, beş ay süren Hint Okyanusu yolculuğu sırasında yaşadığı heyecanlı, tehlikeli, şaşırtıcı ve zor olan deneyimlerini şöyle anlatıyor:
Heyecanlı: “Seyahatim boyunca internet sitemde günlük tuttum. Okuyucular hep destekleyici oldu. Bu yolculuğuma ‘Ye-Dua Et ve Kürek Çek’ adını vermiştim. Çevreyle ilgili mesajlarımın manevi bir boyutta olmasını da istedim. Dolayısıyla her cuma gününü internet sitemde “Cuma Felsefesi” olarak ilan ettim. Okyanus üzerindeyken çevreyle ilgili sorunları ifade etmeye çalıştım.”
Tehlikeli: “Yolculuğum sona ermeden bir ay önce inanılmaz bir fırtına çıktı ve teknem iki kez alabora oldu. Üstelik gece vakti! O sırada teknedeki kabindeydim. Güvenliğim için yatağım bağlıydı ama yine de korkutucuydu.”
Şaşırtıcı: “Yunus balıklarının teknemin altında grup halinde dolaşması çok hoşuma gitti. Düşünsenizde iki ile 10 arasında yunus balığı yolculuğum boyunca beni okyanusta takip etti. Parlak maviydiler, kendi etraflarında döndüklerinde gümüş gibi bir renk ortaya çıkıyordu. Sudan havaya zıplıyorlar, suya tekrar atladıklarında üzerime büyük bir su sıçratıyorlardı. Bu görüntü yüzümde hep bir gülümsemeye neden oldu.”
Zor: “Teknedeki güneş panelindeki bir sorun yüzünden elektrik sisteminde sürekli arıza oldu. Okyanusun ortasında su arıtıcıya ve elektriğe ihtiyacım vardı. Sonunda tamir etmeyi başardım ve bu benim için sessiz bir gurur kaynağıydı.” (İnci Döndaş)
www.stargazete.com
22.10.2011