Elektrik konusundaki değerlendirmelerine devam eden Talat, ülkemizde bazı köylerde istisnasız her gün elektrik kesildiğine dikkat çekerek, elektrik yatırımlarının, 2004’ten 2009’a kadar çok düzenli ve güzel bir şekilde yapıldığını hatırlattı.
“Rum tarafına elektrik satabileceğimiz noktaya kadar üretim yükseltildi. Ondan sonra hiç yatırım yapılmadı” diyen Talat, 2004’ten önce de çok az yatırım yapıldığını, 1994’te Milli Eğitim ve Kültür Bakanı olarak hükümete ilk defa girdiğinde, o yıl Rum tarafından verilen elektriğin kesildiğini anımsattı, o yıldan itibaren 1996’ya kadar çok ciddi yatırımlar yapıldığını söyledi. Talat “Kısacası elektriğe yatırımlar neredeyse sadece CTP’nin hükümette olduğu dönemlerde gerçekleşirken UBP hükümetinin son yıllarında ülkeye sayaç bile ithal edilmediğinden yeni elektrik bağlantıları maktu fiyatlarla yapıldı” şeklinde konuştu.
ZAMLAR
Elektrik zammı konusunda da konuşan Talat, “Üretim maliyeti ortada olduğuna göre yapacak başka bir şey yoktu. Üretim maliyetini aşağıya çekemediğiniz sürece, tüketenin bu maliyeti karşılaması lazım. Söz konusu maliyeti aşağıya çekme görevi ise elbette devletindir” dedi.
Bunlar için devletin çalışma yapması gerektiğini kaydeden Talat, 55 kuruşa elektrik üretip 45 kuruşa satış yapılamayacağını belirterek, bunun yapılması halinde uzun vadede kuruma çok büyük zarar verileceğini belirtti. Talat “Kurum borçlanır, borç için faiz öder. Faizi de tüketiciden alır. Bu anormal uygulama son iki yıldır dünyada oluşan petrol fiyatlarındaki artışı elektrik fiyatına yansıtmayan UBP hükümetinin vatandaşa yüklediği ek bir maliyettir” dedi.
ALTERNATİF ELEKTRİK
Talat, maliyetin düşürülmesi için, ALTERNATİF enerji kaynaklarına imkan tanınması gerektiğini belirterek, bunun çevre kirliliğini de azaltacağını kaydetti.
Talat sözlerini şöyle sürdürdü: “Teknik olarak güneş ve rüzgar enerjisiyle elektrik üretimi, toplam üretimin %30’unu geçemez. Biz büyük bir şebekeye sahip değiliz. Dolayısıyla ALTERNATİF enerji kaynaklarını kullanmada sınırlıyız. Ayrıca devletin yatırım için ayıracak parası yok. Bu noktada yapılması gereken, devlet böyle bir yatırım yapacağına bu yatırım vatandaşa yaptırılmalı. Yani vatandaşlar güneş panelleriyle enerji üretip devlete satmalı ve devletten satın almalı... Böylece vatandaşları yatırımcı yapmış olacaksınız. Vatandaş böylece, kendi de rahatlamış olacak. Aylık harcaması aşağıya düşecek ve ülke de ALTERNATİF enerjiden yararlanmış olacak. Türkiye’den kablo ile elektrik getirmemiz durumunda sözünü ettiğim %30 sınırlamasından kurtulacağımız gibi hem büyük bir şebekeye bağlanmış olacağız hem de ALTERNATİF enerjiye daha fazla yönelebileceğiz. O zaman güneşi bol ülkemizde yatırımcılarımız da bu alana yönelebilecek. Teknecik ve Kalecik’in kirliliğinden de kurtulacağız...”
www.kibrispostasi.com
27.12.2013