Kızılderililer yenilenebilir enerjiden memnun
İnsanların yüzde 40’ının elektriğe erişiminin olmadığı, yüzde 90’dan fazlasının fakirlik sınırının altında yaşadığı ve işsizlik oranının yüzde 80’i aştığı bir yer düşünün. Burası Afrika veya gelişmekte olan başka bir ülke değil, ABD sınırları içinde Güney Dakota’daki Oglala Lakota kabilesinin toprakları olan Pine Ridge Kızılderili bölgesi...
Kızılderililerin yaşaması için ayrılan bazı bölgeler ABD’nin en az gelişmiş kesimleri olarak biliniyor. Bu bölgelerde yaşayan 1 milyondan fazla Kızılderili’nin ortalama yaşam ömrü düşük ve iş olanakları sınırlı. Ancak bazı Kızılderili toplulukları, iş alanı yaratmak ve gelir sağlamak için güvenilir elektriğe bir erişim yolu olarak yenilenebilir enerji teknolojilerine sarılıyor.
Clean Technica sitesinde yer alan habere göre Enerji Bilgi Yönetimi, Kızılderililer`in yaşam alanlarında bulunan evlerin yüzde 14’ünün elektriğe erişimi olmadığını tahmin ediyor. Bu oran, ulusal ortalamanın 10 katı. Bölgelerin çoğunda kamu şebekesinden uzak, geniş bir alana yayılmış evler var. Enerji dağıtım hatlarının genişletilmesinin maliyeti ise her 2 kilometre için 60 bin doların üzerinde ve elektrik, uzaktaki evlere güneş enerjisi ve enerji depolama yöntemleriyle çok daha ucuza mal edilebiliyor.
Kızılderililer tarafından kurulan enerji şirketi
Navajo ve Hopi bölgelerinde yıllardır gerçekleşen de bu. İlginç ve başarılı bir örnek Arizona`dan çıkmış durumda. Arizona’daki Hopi Kızılderilileri 1987’de Hopi Solar Elektrik Şirketi`ni kurarak Amerika yerlilerine küçük ölçekli güneş enerji sistemleri sağlamış. Debi Tewa, adı NativeSUN olarak değişen bu kuruluşta elektrik teknisyeni ve proje yöneticisi olarak 11 yıldır çalışıyor. 10 yaşına kadar Hopi`nin uzağındaki bir alanda elektrik ve su olmayan bir evde yaşayan Tewa, bir rotatif kredi programı aracılığıyla bölgedeki evlerde 300 adet solar PV sistemi kurulmasına yardımcı olmuş.
Navajo Kabilesi Kamu Hizmetleri Kurulu (NTUA), 1999’dan beri şebeke erişimi olmayan müşterilerine uygun maliyetli bir kiralama uygulamasıyla solar sistemler sunuyor. Şu anda 263 sistem kiralayan NTUA, kısa bir süre önce güneş-rüzgâr hibrid enerji üretim sistemleri de sunmaya başlamış. 800 watt’lık bir PV dizilimiyle birlikte 400 watt’lık rüzgar türbini için bir ev sahibi aylık 75 dolar ödüyor. Bu enerji, günlük buzdolabı kullanımı, aydınlatma, TV gibi ev ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli.
Bu küçük miktardaki enerji bile bölgedeki insanların yaşam kalitesini büyük oranda iyileştirdi. Çocukların akşam saatlerinde ders çalışabilmesi eğitim seviyesini, aile üyelerinin daha iyi ışık altında zanaatlarını yapabilmesi ise gelirleri yükseltiyor. Ayrıca gaz lambalarından çıkan zararlı dumanı solumak zorunda kalmamak sağlığı olumlu etkiliyor. Buzdolabına sahip olmak, yiyecek almak için sık sık uzun yolculuklar yapmaya gerek kalmamasını sağlıyor. Cep telefonları ve laptopların şarj edilebilmesi ise iletişim ve eğitimde yardımcı oluyor.
Paitues kabilesinden Moapa topluluğu, şebekeye bağlantısı olmayan ve kabilenin en büyük işvereni olan Maopa Dinlenme Tesisi’ne enerji sağlamak için 250 MW’lık hibrid bir mikro şebeke projesini kısa süre önce tamamlamış. Bu sistem; PV trakerler, bir pil şarj ünitesi ve üç enerji verimli jeneratörden oluşuyor ve jeneratörlerden bir tanesi geceleri, yeterli pil enerjisi olmadığında dizelle çalışarak enerji üretiyor.
Rüzgâr enerjisi ise diğer yerli kabilelerin dizel kullanımlarını azaltmalarına yardımcı oluyor. Batı Alaska’daki Tuntutuliak Köyü’nde 400 Yup’ik Eskimo’su yaşıyor. Bu köy ve bölgedeki diğer benzer 56 köy kendi dizel enerjili mikro şebekelerini kullanıyor. Ancak dizelin maliyeti köylerin pek çoğunu rüzgâr enerjisini kullanmaya mecbur bıraktı ve 2012 yılında Alaska Enerji Kurulu ve Tuntutuliaki Toplum Hizmetleri Birliği, Tuntutuliaki’ye enerji veren 450 kW’lık bir rüzgâr-dizel hibrid sistem kurdu.
Kabile toraklarında yenilenebilir enerji sistemleri kurmak hala zor olsa da Debby Tewa buna değeceğini düşünüyor. Temiz ve yenilenebilir enerji, yıllardır elektrik olmadan yaşayan kabileler için dönüştürücü bir etken. Tewa şu sıralar bölgedeki diğer insanlara yenilenebilir enerjiyle ilgili bilgilerini aktarıyor ve şöyle söylüyor: “Topluluğunuzu eğittiğinizde onu güçlendirmiş ve ona yatırım yapmış olursunuz.”
Ek bir not olarak Navajo`nun yenilenebilir enerji dönüşümünün aslında 2010`da alındığını, o tarihe kadar enerji ihtiyacını belirli bölgelerde kömür ile karşılayan kızılderililerin bu tarih sonrasında güneş ve rüzgar enerjisine geçtiğini belirtelim. Meşhur kızılderili atasözünde denildiği gibi; "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak."
http://bilgicagi.com
07.07.2014