YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI TARTIŞILDI
Güney Ege Kalkınma Ajansı’nın koordinasyonunda Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, GUNDER (Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu) ve Muğla Ticaret ve Sanayi Odası işbirliğinde düzenlenen Yenilenebilir Enerji Konferansı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi AKM salonunda başladı. Güney Ege Bölgesi’nin yenilenebilir enerji konusunda ulusal ve uluslararası ölçekte bilinirliğinin artması ve bölgede yenilenebilir enerji yatırımlarının artmasına yönelik yatırımcıların bilinçlenmesini amaçlayan konferansa Muğla Valisi Amir çiçek, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar, GEKA Genel Sekreteri Süleyman Alata ve bilim insanları katıldı.
Açılışta konuşan Güney Ege Kalkınma Ajansı (GEKA) Genel Sekreteri Süleyman Alata, “Tarih boyu farklı kültürlere ev sahipliği yapan Bölgemiz coğrafi konumu, zengin doğal kaynakları, kendine özgü kültürel ve tarihi öğeleri, geçmişten gelen üretim kültürüyle ülkemizin cennet köşelerinden birisidir. Yaklaşık 3 milyonluk nüfusuyla Türkiye GSYİH’sının %3,5’ini üreten Güney Ege, ülkemiz dış ticaretinin yaklaşık %3’ünü gerçekleştirmiş ve 2013 yılında 1 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası vermiştir. 2009 yılından bu yana çok çeşitli faaliyetler ile Güney Ege Kalkınma Ajansı olarak bölgemize hizmet etmekteyiz. Bölgenin sosyal ve ekonomik gelişimine rehberlik eden 2014-2023 Bölge Planımızı ulusal kalkınma planımızdaki hedefleri gözeterek tüm paydaşlarımızla birlikte 30’un üzerinde çalıştayla ortak akıl ile çözüm üreterek hazırladık. Dört Mevsim Turizm gelişme eksenimizdeki öncelikler kapsamında 2013 yılında Alternatif Turizm Destek programı yürüttük ve yaklaşık 14 milyon TL’lik kaynağı termal turizm, doğa turizmi, spor turizmi vb. ALTERNATİF turizm türlerinin geliştirilmesi hedefi doğrultusunda projelere tahsis ettik. Ayrıca bölgenin turizm değerlerinin tanıtımına ilişkin ulusal ve uluslararası fuarlara sektör temsilcileri ile birlikte katılım sağladık ve koordinasyon görevi yürüttük. Yaşanabilir Mekanlar ve Sürdürülebilir Çevre gelişme eksenimizdeki öncelikler kapsamında 2014 yılında Çevre Destek Programımıza 6 Milyon TL kaynak tahsis ettik ve başarılı projeleri hayata geçirdik. Yüksek Katma Değer ve Yenilik Odaklı Üretim gelişme eksenindeki önceliklerimiz doğrultusunda 2014 yılında Yenilikle Dönüşüm Destek Programımızı yürüttük; 52 projeye 18 Milyon TL destek bütçesi tahsis ettik. Ne yazık ki ülkemizde dış ticaret açığının %41’ini enerji ithalatının oluşturduğu ve ülkemizin karbondioksit salınımı artışı en hızlı ülkeler arasında yer aldığı bilinmektedir. Güneşlenme süresi ve küresel radyasyon değerleriyle Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde yer alan Güney Ege Bölgesi, güneş alma potansiyeli yüksek olan ve güneş enerjisi üretimine oldukça elverişli bir bölgedir. Rüzgâr enerjisi potansiyeline baktığımızda ise rüzgar santrali projelerinin ekonomik açıdan uygulanabilir olabilmesi için 7 m/s veya daha yüksek rüzgâr hızları gerekmektedir. Buna göre özellikle Muğla ve Aydın’da, rüzgar hızı 7,5 ila 8,6 arasında değişen alanlarda rüzgar enerjisi potansiyelinin oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Günümüzün en önemli enerji kaynaklarından birisi olan Jeotermal Enerji ele alındığında ise yine en şanslı bölgelerin başında geldiğimiz malumunuz. Bölgemizde jeotermal kaynaklardan elektrik üretiminin yanında konut ısınması, sera ısıtması, termal turizm gibi farklı alanlarda da faydalanılabilmektedir. Aydın Kuşadası-Davutlar ve Buharkent’te, Denizli’de Pamukkale ve Karahayıt’ta, Muğla’da Köyceğiz ve Yatağan’da kaplıcalar ve termal turizm tesisleri hizmet vermektedir. Bu noktada Ajansımızın termal turizm faaliyetleri kapsamında bölgemizin bir sağlık Turizmi Merkezi haline getirilmesi ve bu alanda tanıtılması için önemli adımlar attığını belirtmek istiyorum. Bölgemizde büyük bir potansiyele sahip olan bir diğer yenilenebilir enerji çeşidi ise biyogaz enerjisidir. Bölge’nin (başta Çine ve Milas olmak üzere) tarımsal ve hayvansal atıklardan elde edebileceği enerji potansiyeli yüksektir. Bölgemizin tüm bu enerji potansiyelleri ve verileri göz önüne alındığında enerji sektörünün ülke genelinde olduğu kadar Güney Ege Bölgesi’nde de kalkınma politikaları açısından oldukça stratejik bir alan niteliğinde olduğu görülmektedir. Bu doğrultuda 10. Ulusal Kalkınma Planı’ndaki hedeflere paralel olarak, 2014-2023 Güney Ege Bölge Planımızda “Yenilenebilir enerji kaynaklarının farklı alanlarda kullanımının yaygınlaştırılması, enerji üretiminde fosil kaynakların payının azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması” önceliği yer almaktadır. Bu öncelik itibari ile Ajans olarak bölgemizin temiz enerji üreten ve kullanan bir bölge olması için çalışmalarımızı yoğunlaştırmayı planlıyoruz” dedi.
“GÜNEŞİ KULLANMANIN YOLLARINI BULMALIYIZ”
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar ise 21. yy.’da üzerinde durulması gereken en önemli konunun enerjinin temkin edilmesi ve kullanılmasındaki biçim olduğunu söyledi. Rektör Harmandar, “Enerji temini konusunda Devlet kurumlarına, Üniversitelere ve STK’lara önemli görevler düşmektedir. Enerji ihtiyacı her geçen yıl artıyor ve artmayla da devam edecek. Dünyadaki gelişmiş ülkeler en büyük enerji teminini nükleer enerjiden sağlıyor. Fakat en temiz enerji temininin yolu yenilenebilir enerjinin teminidir. Güneş rüzgar, akarsular ve termal enerji gibi enerji üretimleri yenilenebilir enerjidir. Türkiye’de enerji ihtiyacının büyük bölümü hala kömürden elde ediliyor. Biz bir an önce yenilenebilir enerji kaynaklarımızı faaliyete geçirmek zorundayız. Yenilenebilir enerjiyi daha kolay ve daha ucuz üretebilir hale gelmeliyiz. Ülkemizde yıl boyunca güneş var. Bunu kullanmanın yollarını bulmalıyız” dedi.
“GÜNEŞ, RÜZGAR DAHA ÖNCE DE VARDI”
Vali Amir Çiçek, enerji kaynaklarının sırlı ve tükenmez olmadığının altını çizdi. Vali Çiçek, “Bu tür konferanslar ve konferanslardan çıkacak bildirileri çok önemsememiz gerekir. Türkiye’de bildiğimiz enerji kaynakları geri dönüşümü olmayan, başka sorunları gündeme getiren bir yöntem ile üretim yapılmaya çalışılmış. bugün Türkiye bütçesinin büyük bir kısmı enerjiye gidiyor. Son yıllarda yenilenebilir enerji kaynakları konusu gündemimize geldi. Bu konuda geç bile kalınmıştır diyorum. Bu kaynaklar daha önceleri de vardı. Güneş insan var olduğu günden bu yana var. Rüzgar var, akarsular jeotermal kaynaklar daha önce de vardı. Ama geç kalmış değiliz. Tek eksiğimiz var. O da yatırımcılarımız önünü açmamız gerektiği. Bu yatırımcılarımızın cesaretlerini kırmamamız gerekiyor. Nerede, nasıl enerji üretilir bunların fizibilitesi yapılıp, haritası çıkarılarak yatırımcılarımızın önüne koymamız gerekiyor. Muğla’da yenilebilir enerji kaynaklarına baktığımızda, nerelerde ne tür enerji üretiliyor konusunda üretim yapılan yerler var. Muğla’da yüzde 3,6 enerji üretimi var. Bunlar çoğunluğu kömür olmak üzere Rüzgar (RES) ve Hidroelektrik Santralleri (HES) üretimi. Ama henüz güneş ve termal konusunda bir üretim ile karşılaşmadım. 2009 yılında Yüksek Planlama Kurulu (YPK) kararı ile ülkemizin yenilebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimindeki payının 2023 yılında en az yüzde 10 seviyesinde olması planlanıyor. Bu hedefin yakalanması için bizlere büyük görevler düşüyor. Hidroelektrik olarak 2013 yılına kadar teknik ve ekonomik olarak değerlendirilebilecek hidroelektrik potansiyelimizin tamamı elektrik enerjisinde kullanılması gerekir. Rüzgar enerjisinde kurulu gücün 2023 yılına kadar 20 bin MW, Jeotermal enerjinin 600 MW, güneş enerjisinde de aynı rakamlar ortaya çıkıyor. Bu konuda yatırımcılarımızın önünü açacak projelerin değerlendirilmesi konusunda çalışma yürüten GEKA Genel Sekreterliğimize teşekkür ediyorum. Bu konferans üç ilimiz için de çok önemli bir tespitin yapılması açısından çok önemli” dedi. (İHA)
www.milliyet.com.tr
14.11.2014