GES`lerde sigorta masalı!

Güneş enerjisi pazarında satış teknikleri, hayal dünyamızdaki masalları bile geçti. Keloğlan masalların yazarı Ahmet Özdemir bile bu satış tekniklerini duysa şoke olurdu diye düşünüyorum.

 

Bir ara, Çinli büyük bir fotovoltaik üreticisi Powerguard Sigortası diye bir poliçe, pardon masal uydurmuş, konu bir süreliğine Türkiye solar piyasasını meşgul etmişti. Ancak bu hayali ürünün Türkiye`de hiçbir geçerliği olmadığını anlamak için fazla beklemeye gerek kalmamıştı.

 

Ancak bugünlerde bizimle temasa geçen bir okuyucu, yine sigorta konusuyla ilgili şüpheli bir durumdan söz ediyordu. Ben de, kendisinden bazı bilgiler alıp araştırmaya başladım.

Ekipman üreticisi firmayla bağlantıya geçtim, elektronik ortamda yazışmalar yaptım. Firmanın Türkiye Ofisi`nin ilk maillerinde, okuyucunun bahsettiği sigortadan da söz ediliyordu.

 

Ancak sigorta meselesinde beni yine masallar diyarına götüren iki ilginç nokta vardı. Kafamda soru işareti yaratan kısımları şirket adı vermeden buraya aynen aktarıyorum.

 

İşte bunlardan birincisi:

"Sağladığımız tüm garantiler, 3. taraf sigorta şirketi olan XXX tarafından sigortalıdır. XXX uluslar arası ZZZ menşeli güçlü bir sigorta şirketi olup, 10 yıllık ürün garantisini ve 25 yıllık lineer verim garantisini sigortalamaktadır. Bu sayede üst düzey bir koruma sağlanmaktadır. Herhangi bir meblağ için muafiyeti yoktur ve Türkiye’de de geçerli ofisleri mevcuttur (Gizlilik sözleşmesi kapsamında poliçeleri paylaşmamız mümkündür)."

 

Ve ikincisi:

"YYY Solar, Tier 1 pozisyonunda olan bir markadır ve iflas etme riskimiz minimumdur. TIER 1 şirketlerin birçoğuyla karşılaştırdığımızda finansal zararımız yoktur. Bu da sürdürülebilir bir firma olduğumuzun göstergesidir."

 

Şimdi öncelikle ikinci kısımdan başlayalım...

"İflas etme riskimiz minimumdur" deniliyor da bunu bana kim garanti edebilir ki? İki yıl önce kendi alanında dünyanın en büyük şirketleri arasında yer alan bir Uzakdoğulu üretici bugünlerde iflas haberlerine konu ediliyor. O yüzden bana göre yukarıda sözünü ettiğim ikinci kısım bana göre bir masal. Neyse, şimdi konumuz bu değil. Çünkü gecen yazılarımdan birinde, bu konudan uzun uzun söz etmiştim.

 

O halde gelelim bahsettiğim şirketle yaptığımız yazışmalardan yaptığım ve yukarıda yer verdiğim ilk alıntıya. O paragrafın sonunda yer alan, "Türkiye’de de geçerli ofisleri mevcuttur" cümlesine dayanarak sigorta şirketinin Türkiye`deki Genel Müdürlüğü ile temas kurdum.

 

Komik olan, Türkiye Ofisi böyle bir poliçeden habersiz. Bana telefonda "Mevzuata göre, poliçenin geçerli olması için Türkiye`de tanzim edilmesi gerekiyor. O zaman otomatik olarak bizim de haberimiz olur" dediler. Başka bir sigortacı arkadaşla konuşurken, bir poliçenin Türkiye`de geçerli olması için devlete teminat ödenmesi gerektiğini vurguladı. Böylesi bir ödeme olacaksa da Türkiye Ofisi`nin mutlaka haberi olurdu zaten!

 

Beni şüphelendiren noktalar bunlardan ibaret değildi. Poliçeyi görebilmek için bir gizlilik sözleşmesi imzalamam lazımmış. Ne zamandan beri poliçeler gizlilik kapsamına giriyor? Türkiye`de geçerli böyle bir poliçe varsa neden o kadar gizli yapıyorlar anlamadım!

 

Gelelim masalın devamına. Gizlilik sözleşmesi İngilizce olarak imzalanacakmış. Biz Türkiye`de yaşamıyor muyuz? Neden buradaki bir tesis için hazırlanan sözleşme anadilimizde yazılıp imzalanmıyor?

 

Her şey bunlarla sınırlı değil. Devam edelim... Sözleşme karşı tarafça kaşelenmiş ve imzalamıştı. Yalnız ayrıntılara bakılınca oradaki imza ve kaşe YYY Solar Şirketi`ne değil de, İstanbul`daki bir danışmanlık şirketin aitti.

 

Bu sözleşmeyi neden YYY Solar Şirketi nin Türkiye Ofisi imzalayıp kaşelemedi? Bu benim şüphelerimi iyice artırdı.

 

Ve nihayet bardağı taşıran damla! Son yazılarımda da hep dikkat çektiğim bir noktaya geldik yine. O yazılarımızda hukuki bir uyuşmazlık halinde davayı kazanabilmek için "Uzakdoğu ile mekik dokursunuz" demiştik.

 

Sözleşmede ne yazıyordu biliyor musunuz? "Bu Gizlilik Sözleşmesi Hong Kong Kanunları altında kurulmuş…" ve "XXXX Eyaletinin kanunları uyarınca yönetilir ve buna göre tefsir edilir. Bu sözleşmenin konusundan kaynaklanan veya herhangi bir şekilde ilişkili herhangi bir ihtilaf Hong Kong’da özel daireye tabi olur ve taraflar işbu vesile ile gayri kabili rücu olarak Hong Kong’da herhangi bir mahkemenin yargısına ibraz eder"...

 

Ne zamandan beri Türkiye`deki iki kişi tarafından imzalanan bir sözleşmede Hong Kong kanunları esas alınıyor ve Hong Kong mahkemeleri yetkili oluyor? Neden Türkiye mahkemeleri değil?

 

Anlaşılan Türkiye güneş enerjisi sektöründeki satış tekniklerini geliştirenler, masallar diyarında geziyor. Tabii yersen! Bence bu arkadaşlar, solar sektörüne özel satış teknikleri geliştirmeye çalışacağına masal yazmaya başlasın, belki o tarafta daha iyi kazanır...

 

Böyle masallara karşı tüketicilerimizi korumak için bağımsız bir mekanizma gerekmiyor mu? Nerede bu mekanizma? Yoksa kısa bir zaman sonra güvensizlik alıp başını gider ve tüm sektör paydaşları bundan zarar görür.

 

Bu yazımızı da şöyle bitirsek fena olmayacak:

Çocuklarınıza masal kitabı almak için mağaza mağaza dolaşmanıza gerek yok. En heyecanlı masallar bu tarafta. Güneş enerjisi sektörüyla biraz ilgilenin yeter!

 

Bir varmış bir yokmuş, Türkiye diye bir ülke varmış. Bu ülkede kocaman mı kocaman, uyanık mı uyanık şirketler bulunurmuş... Hasan Yiğit

www.enerjigunlugu.net

12.07.2015

 

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR