Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, içinde bulunulan dönemde yeni bir devrim, dönüşüm yaşandığını, bunun da Çevre Devrimi olduğunu söyledi.

 

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından Burhan Felek Konferans Salonu nda düzenlenen 2. Küresel Isınma Kurultayı nda panel yöneten Güler, Türkiye de maliyet hesaplamalarına, ham madde, işçilik gibi bir çok girdinin eklendiğini, ancak çevrenin dahil edilmediğini ifade ederek, ekolojik maliyeti mutlaka diğer maliyetler arasına katmak gerektiğini dile getirdi.

 

İçinde bulunduğumuz dönemde bir devrim, dönüşüm yaşanıyor. O da çevre devrimi diyen Güler, tarım devrimi ile dünya yüzeyinin değiştiğini, endüstri devriminin atmosferi değiştirdiğini, çevre devriminin ise eko ekonomiyi etkileyeceğini kaydetti.

 

Güler, atık yönetiminin önemli olduğunu, yenilenebilir enerjide olduğu gibi kullanılabilir atık kavramını da gündeme getirilmesi gerektiğini anlattı.

 

Türkiye deki çevre bilincinin kendilerini mutlu ettiğini, 6.5 yıllık bakanlığı döneminde rüzgar, güneş, jeotermal başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili önemli çalışmalar yaptıklarını anlatan Hilmi Güler, 1600 boşa akan suyun değerlendirmesi yapıldı. Türkiye nin jeotermal haritasını çıkardık. Kapasitesini tespit ettik. Yaz-kış, gece-gündüz 365 gün bu enerji var. Bu kaynağı iyi kullanmak lazım. Jeotermal enerji sadece enerji temininde değil, tarımdan, ev ısıtmaya kadar birçok alanda kullanılabilir. Yeni organize sera bölgeleri kurulabilir. Bu tarımı da tetikleyecek bir enerji. İstihdamı artıracak bir alan diye konuştu.

 

Güler, Türkiye nin rüzgar haritasını da çıkardıklarını ve 48 bin megavatlık bir potansiyel olduğunu gördüklerini kaydetti.

 

Şu anda barajlardan 42 bin megavatlık enerji elde edildiğini, bunun 32 binini kullandıklarını anlatan Güler, Bu rüzgar potansiyeli muhteşem. İspanya ile yarışıyoruz. Şu anda kullanılan rüzgar enerjisi 500 megavat, bu sene 1000 olacak, 2020 yılında 20 bin megavat olacak. 2020 yılının kapasitesi 40 milyar dolar. Yepyeni bir fırsat. Her il, ilçe ve köyde rüzgarın ne kadar hızla estiğini biliyoruz dedi.

 

Hilmi Güler, konuşmasında katı atıkların yarattığı kirliliğe de işaret ederek, Tarım alanlarında anız yakılması önemli bir konu. Anız yakmak cinayettir. Çünkü anız yakarken oradaki böcekleri, bitkileri, canlı hayatı öldürüyorsunuz. Bu da bir cinayettir diye konuştu.

 

REKLAM KAYGISI VE ÇEVRE

Panelde konuşan ATV Genel Yayın Yönetmeni Fuat Uğur da dünyanın en büyük şirketlerinin çevreye zarar verdiğini, ancak reklam baskısı nedeniyle bunları yazamadıklarını ifade ederek, bunun büyük bir sorun olduğunu, yeni bir çevre konseptiyle, yeni bir çevre modeli oluşturulması gerektiğini söyledi.

 

Uğur, medyaya Neden çevre programları yayınlamıyorsunuz ? eleştirisi yapıldığını kaydederek, İzlenmiyor diye reklam vermiyorsunuz. Sponsor olun yayınlayalım. Çevre sayfalarını eminim insanlar okumuyor. Çevre haberlerini görmekten insanlar sıkıldı. İyi şeyler görmek istiyorlar. Küresel ısınma günümüzün olgusu. Altından kalkabilmek için medya, şirketler ve hükümetlerin el ele çalışması lazım. Bunun başka yolu yok dedi.

 

Show Tv Haber Koordinatörü Korcan Karar ise kendi organlarında nasıl polis, sağlık, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı muhabirleri varsa, çevre muhabirlerini de yetiştirdiklerini anlattı.

 

TGRT Haber Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Soysal da dünyanın çareler aradığı küresel ısınmanın adını, israf, açgözlülük, üreterek tüketmek, tüketirken tükenmek olarak nitelendirdi.

 

Basının tematikleşmeye gitmediğini, Türkiye de varoşlara hitap eden şarkılı türkülü eğlence programları ile diziler yayınlandığında şikayetlerin gelmeye başladığını anlatan Soysal, Şikayet eden şirketler, insanı eğitmeye, bilinçlendirmeye yönelik ne yaparsanız yapın, tek reklam vermezler. Gelinen noktada da yayıncılık ahlakından söz edenler, oturup iş dünyasının ahlakından söz etmeliler diye konuştu.

 

Soysal, yayıncılığı düzeltmesi gereken Radyo Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) da televizyonların reklam gelirinin yüzde 10 unu aldığını, ancak bu paraların bu yönde kullanılmadığını ileri sürdü.

 

Habertürk Program yapımcısı ve sunucusu Zafer Arapkirli, demokrasi kültürü ne kadar gelişirse, çevreye duyarlılığın da o kadar arttığını, ancak reklam yoluyla kurulan baskı nedeniyle medyanın elinin kolunun bağlandığını savundu.

 

Arapkirli, Hükümetin en önemli görevinin basının bağımsızlığı önündeki engelleri kaldırmak olduğunu düşünüyorum. Bu engeller kaldırılırsa, biz çevre başta olmak üzere her konuda bilinçlendirme görevimizi en iyi şekilde yerine getireceğiz. Burada bulunan bakanlarımızdan rica ediyorum, Ankara ya döndüklerinde Sayın Başbakan a 60 milyon dolara makam uçağı almak yerine, yangın söndürme uçağı almalarını söylemeleridir. Seçim döneminde de vatandaşa kömür dağıtmak yerine, doğal gaz kuponu hediye etmelerini öneriyorum diye konuştu.

 

Kanal D program yapımcısı ve sunucusu Abbas Güçlü de Hilmi Güler in görevini yapan iyi bakanlardan biri olduğunu belirterek, Sayın bakanın görevinden alınmasına lobiler mi neden oldu? Bu projelerin yapılmasına engel olmak isteyen lobiler mi görevini sürdürmesini engelledi? Bu kadar birikim neden harcandı ? dedi.

 

Medyanın toplumu değil, toplumun medyayı yönlendirdiğini ileri süren Güçlü, Toplum ne istiyorsa medya onu veriyor. Herkes belgesel istiyor da biz zorla mı dizi film dayatıyoruz? Yapılması gereken çok şey var. Bunun temelinde de eğitim yatıyor. 6.5 yıldan beri iktidardasınız. Bu söylediğiniz projeleri neden yapmadınız. Belki bunlar 30 yıllık projeler. Ama devlette devamlılık yok. Her gelen bakan yeni projeler peşinde koşuyor ifadelerini kullandı.

 

Güçlü, çevre haberlerini yapamıyoruz diyenlerin, gazeteciliği bırakması gerektiğini öne sürerek, Gazetecilik korkaklık mesleği değildir dedi.

 

GAZETECİLER ARASINDA TARTIŞMA

İlk tur konuşmaların ardından tekrar söz alan Fuat Uğur, İstanbul ormanlarının yangına karşı büyük tehlike altında olduğunu, 5 söndürme uçağının dahi yetmeyeceğini iddia ederek, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ndan önlem almasını istedi.

 

Türkiye de yaban hayatına yönelik eleştirilerde de bulunan Uğur, avcılığın bir cinayet olduğunu, bunun tescil edilmesi ve yasaklanması gerektiğini söyledi. Uğur, Yaban TV nin de gerekli tazminatı ödendikten sonra yayın hayatından men edilmesi gerektiğini savundu.

 

RTÜK ün elindeki maddi kaynakları yayıncılık faaliyetlerinde kullanmasını da isteyen Uğur, Abbas Güçlü nün yaptığı konuşmayı popülizm olarak nitelendirdi. Uğur, Güçlü ye Aydın Doğan ın Hilton un arazisine rezidans yapmak konusunda kendisine gelen dosyayı haber yapıp yapmadığını sordu.

 

Bunun üzerine Güçlü ile Uğur arasında tartışma çıkınca araya giren Hilmi Güler, tartışmanın devam etmesi halinde toplantıyı kapatacağı yönünde uyarıda bulundu.

 

Daha sonra söz alan Arapkirli, 60 milyon dolarlık makam uçağı almaya yönelik yapılan uyarının popülizm olmadığını belirtti.

 

Hilmi Güler de alınan uçağı bir kişi için alınmadığını, bunun ihtiyaçtan kaynaklandığını söyledi. Güler, şu anda bir çok şirket sahibinin dahi uçağının olduğunu, diğer ülkelerde bakanların da uçaklarının ve helikopterlerinin bulunduğunu söyledi.

 

Bunun üzerine yeniden söz alan Arapkirli, 18 yıl İngiltere de yaşadığını, İngiltere Başbakanının trenle seyahat ettiğini, tarifeli uçağı kullandığını ileri sürdü.

 

Bu tartışma üzerine tekrar söz alan Abbas Güçlü de Eğer siz Suudi Arabistan Kralını örnek alıyorsanız, onun bir değil 5 uçağı var dedi.

 

Tartışmaya Fuat Uğur un da katılması üzerine Abbas Güçlü, Sen hükümetin temsilcisi misin? Hükümeti temsilen burada bakan var. Bırak onlar savunsun. Sana ne oluyor ? diye tepki gösterdi.

 

Uğur da Sen benim gazeteciliğimle ilgili laf söyleyemezsin. Ben senin nasıl gazetecilik yaptığını biliyorum diye karşı cevap verince, araya yine Hilmi Güler girerek ikiliye müdahale etti.

 

Tartışmalı oturum, günün anısına plaketlerin sunulması ile sona erdi.

 

AA O7 Mayıs 2009

haber7.com / haber

 

Güneş enerjisi, güneşten elektrik üretimi ve uygulamaları için;

www.solar-pazar.com

www.gunes-santral.com

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR