Kastamonu için HES modası geçmiş bir karardır.

… Öngörüsü  üst seviyede olan Prof. Dr. Doğan Aydal Hoca’dan enerjiyi ve ilimizi dinlemeye hazır mısınız ? Evet dediğiniz duyar gibiyim …

 

Gelelim HES projesine; bu Kastamonu için tamamen yanlış bir karardır. Bin MW’lık bir santralın maliyeti yaklaşık 1,5 milyar dolardır. Bitirilme süresi çok uzundur ve bakım maliyetleri çok yüksektir. Aynı paraya 3000 MW’lık doğalgaz santalı kurabilirsiniz. Bu arada yaptığınız çevre ve orman tahribatı da Kastamonu için çok büyük bir kayıp olur. Küre dağlarındaki eğim sebebiyle barajın dolma süresi de çok kısa bir zamanda olacaktır. Bu güzelliği mahvetmeye değmez. Çünkü modası geçmiştir. Gelişmiş ülkeler baraj yapmayı çoktan terketmişlerdir. Dünya yeni elektrik üretme yollarını ararken doğanın korunması için elinden geleni yaparken Kastamonu’nun bu gibi büyük çaplı bir yanlışa hayır diyeceğinden eminim. Kastamonu’lular ticari zekâ bakımında çok iyi olduklarını birçok örnekleriyle biliyorum.

 

Bugün enerji bakımından %60 oranında Rusya’dan gelen Doğalgaz ve Kömüre bağlıyız. Bunun bir başka anlamı da her on fabrikamızdan altısının anahtarının Rusya’nın elinde olması demektir. Zira Ülkemizde kullanılan bütün enerjinin %62’sini Sanayi kuruluşları tüketmektedir. Yakın geçmişte lisans verilen 19537 MW gücündeki 37 kömür santralı kömürlerini Rusya’dan alacak olurlar ise o zaman durumumuz daha da vahim bir noktaya ulaşacaktır. Zira o zaman her on fabrikanın sekizinin anahtarı Rusya’nın elinde olmuş olacaktır. Bu karar, geçmiş Enerji Bakanının verdiği en önemli yanlışlardan biridir. İmzalanan Kyoto antlaşması sebebiyle ödenecek Karbon salınım sertifika parası da ayrı bir ceza olarak karşımıza gelecektir.

 

Nükleer enerji dünyanın elektrik enerjisinin sadece % 15 ini karşılamaktadır. Her yıl tüketilen 25 milyar varil petrolün verdiği enerjiyi karşılamak için 11250 santrala ihtiyaç vardır. Bügün için kurulu santral sayısı ise maalesef sadece 443’dür. Kaldı ki, Dünya uranyum 235 üretimi mevcut santrallara bile yetmemektedir. Halen 2/3 kapasite ile çalışmaktadırlar. Uranyum rezervlerinin % 70’lik bir kısmının Fransız, İngiliz ve Kanada şirketlerinin elinde olması da başka bir problemdir. Ülkemizde ki uranyum yatakları özelleşmemeli ve toryum araştırma enstitüsü mutlaka kurulmalıdır. Zira dünyanın % 50 toryumu kimde tahmin edin. Ülkemizde ama nükleer santrallarda kullanılabilme teknolojisi henüz gelişmiş durumda değildir. 

 

Çağın enerjisi güneştir

Çevreye zararı yoktur, bedavadır üretmek için kimsenin gözyaşı akmaz, kimse kendi ülkesinde köle olmaz. Şu an Hatice Teyzenin hastalık için sakladığı, Ayşe Ablanın oğlunun nişanı için ayırdığı, 200 milyar dolarlık altını var. Hepsinde gözümüz yok bu paraları yastık altında saklasınlar. Biz sadece son onüç yılda ülkeye giren 67 milyar dolara talibiz. Bu parayı güneş enerjisine yatırabilirsek ülke enerjide dış ülkelere bağlı olmaktan kurtulabilir. Benim ülkemde haftalık 1 milyar dolar faiz veriyor ve gün geçtikçe fakirleşiyor. Hesap basit Hatice Teyzeye ve Ayşe Ablaya güvence vereceğiz. İnanın paranız buharlaşmayacak, pazar masrafından ayırdığın kefen paran, pul olmayacak, batmayacak diyeceğiz. Ortalama 67 milyar dolar devlet kasasına girecek. Yine mi güvenmedin o zaman sana senet gel bu panellerin kurulduğu şirketlerde hak sahibi ol ya da çalış diyeceğiz. Altına, euroya veya dolara yatırım yapmayacak, geleceğe ülke sermayesine yatırım yapacak. Mevcut altınlar kullanılabilse altı yılda tüm evlerin tepesinde güneş enerji panelleri olması mümkündür. Kendi elektriğini kendin üreteceksin.

 

Hatta Amerika’da örneği olduğu gibi devlete elektrik bile satabileceksin. Akü kutusu kadar ebatta olan güneş enerjisi depolarıyla. Hem de bugünün pahalı şartlarıyla bile bu masraf üç katlı bir ev için 10 bin TL. Yirmi yılda bakım istemeyecek.

 

Her yıl en az yüz öğrenciyi doktora için yurtdışına göndermeliyiz ki geri dönenler bu teknolojiyi gelecek yıllarda daha çok geliştirebilsinler. Dünyanın her tarafından ilmek ilmek güneş enerjisini alıp işleyebilelim, geliştirebilelim. Son altı yılda ABD, Almanya, İspanya, Japonya, Güney Kore, Çin ALTERNATİF ENERJİ bakımından oldukça fazla bir yol katettiler. Daha fazla gecikmeden bu açığı kapatmamız gerekmektedir.

 

Hidrojen enerjisini de kullanmak için ucuz elektrik bizde olacak, hidrojen enerjisiyle çalışan arabalar sayesinde kirliği olmadan bedava yakıtla dünyayı dolaş. Köyle tarlan mı var, kur güneş panellerini gelsin paralar. Tarlanı ucuz süreceksin, gübreye çok fazla para vermeyeceksin, ürününü taşımak ucuz olacak, daha kaliteli ürün üreteceksin, sen zenginleşince orta direk tekrar nefes alacak, ucuz Çin malına bakmayacak, doları frenlemeyecek hükümet, o zaman küçük sanayi devleşecek. Aybaşında kimseyle kavga etmeyeceksin. Artık yabancıların olan bankalardaki borcun ödenecek. Toprağım yabancılara gidecek diye kara kara düşünmeyeceksin. Güneş enerjili panelleri yapıp sattığımızı düşünün, tüm dünyada ki güneş enerjisi konusunda hâkimiyeti düşünün. Bunların hiç biri hayal değil. Yeter ki çalışın doğru zamanda doğru stratejiler belirleyin. 

www.kastamonupostasi.com / 14 Aralık 2009

-.-

KASTAMONU / Çoğrafi Yapı

Kastamonu ili Batı Karadeniz bölgesinde 41 derece 21 kuzey enlemi i!e 33 derece 46 doğu boylamları arasında yer alır. Deniz seviyesinden yüksekliği 775m.dir. Yüzölçümü 13.108,1 km²dir. Bu ülke topraklarının %1,7’sini oluşturur.

 

Kastamonu İli çoğunlukla engebeli arazilerden oluşmaktadır, ilin kuzeyinde Batı Karadeniz Dağları bulunmaktadır. Karadeniz sahiline paralel olarak İsfendiyar (Küre) Dağları il merkezinin kuzeyinde, güneyinde ise yine doğu batı uzantılı Ilgaz dağları yer alır.

 

Türkiye’nin Karadeniz’e doğru uzanan çıkıntısının büyük bölümünü kapsar. Doğuda Çatalzeytin ilçesinin Sinop ile birleştiği noktadan, batıda Kerempe burnuna kadar kıyı düz bir şerit halinde uzanır. Kerempe Burnunda bariz bir çıkıntı meydana getirerek güney batı doğrultusunda Bartın il sınırına kadar kıyı devam eder. Karadeniz’e olan bu kıyının uzunluğu 170 km’dir.

 

Kastamonu’nun yüzölçümünün %74,6’sı dağlık ve ormanlık, %21,6’sı plato ve %3,8’i ovadan oluşur. Dağılımdan da anlaşılacağı gibi ilin tarıma elverişli geniş alanları yoktur. Ancak vadiler etrafında küçük ovalar göze çarpar. Bunlardan önemlileri Daday ve Taşköprü ovalarını içine alan Gökırmak ile Tosya tarım alanını kapsayan Devrez Vadileridir. Ayrıca Araç Cide ve Devrekani çay yatakları çevresinde de ekim ve dikime elverişli alanlar bulunmaktadır.

Münferit olarak Yaralıgöz Dağı (1985m.), Göynük Dağı (1770m.), Dikmen Dağı (1471m.), Kurtgirmez Dağı (1450 m.) ,Güruh Dağı (1493m.), Ballıdağ {1400 m.), lsırganlık Dağı, Harami Dağı ve Elek Dağı önemli yükseltileri teşkil etmektedir. İlin güneyinde ise Ilgaz Dağları uzanmaktadır. Bu Dağlar yüksek ve devamlıdır. Kuzeyde Gökırmak ve Araç Çayı, güneyde ise Devrez Çayı vadileri ile sınırlanmıştır. En yüksek noktası Çatalılgaz tepesi (2565m.) dır.

www.kastamonu.gov.tr / Aralık 2009

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR