Çeşitli gaz parçacıklarından oluşan kül, uçaklar için neden bir tehlike teşkil ediyor, insan ve hayvan sağlığına da zararlı mı, uzmanlar bu konuda ne düşünüyor ?

 

İzlanda’daki yanardağın faaliyete geçmesi ile oluşan kül bulutu bir anda tüm Avrupa’da hava trafiğini felce uğrattı. Yüzlerce uçuş iptal edildi, hava sahaları trafiğe kapatıldı, yolcular havaalanlarında mahsur kaldı. Peki, bu kadar katı önlemlar alınmasının nedeni tam olarak neydi? Avrupa Hava Güvenlik Kurumu uzmanlarından Daniel Höltgen, bulutun uçaklar için yarattığı tehlikeyi şöyle açıklıyor :

 

“Normalde, uçaklar volkanik patlamalar gibi çeşitli nedenlerle oluşabilecek kül parçacıkları hesaba katılarak tasarlanır ve buna uygunsa uçuş izni alır. Ancak toz parçacıkları bir araya gelerek büyük bir kül bulutuna dönüşürse, motorların tamamen devre dışı kalması ihtimali doğar. Bu tabii ki felaket demektir. Bu nedenle, hem ulusal hem de Avrupa çapında uçuşların yasaklanması yerinde bir karar.”

 

Silikon motorun çalışmasını olumsuz etkiliyor

Çeşitli gaz parçacıklarından oluşan kül bulutu, bir tür silikon da içeriyor. Bu silikon, sıcaklık 1200 derecenin altına düştüğünde eriyor. Uçak motorlarında da sıcaklık bu seviyenin altında olduğundan, eriyen silikon türbinlerin üzerine ince bir tabaka halinde yayılarak, motorun çalışmasını engelliyor. Bir diğer sorun ise bulutun içinde yeterli miktarda oksijen bulunmaması. Zira motorların çalışması için gereken kerosinin (uçak yakıtı) yanması esnasında oksijene ihtiyaç duyuluyor. Kül parçacıklarının uçaklar için yol açabileceği etkilerden bir diğeriyse, hareket halindeki küllerin uçağın camlarına çarpıp görüşü engelleme ihtimali. Uzman Daniel Höltgen şöyle konuşuyor :

 

“Pilotun görüşüne de zarar veriyor. Bu aslında gün içerisinde fazla sorun değil, zira pilotlar bulutu görüp, onun içine  girmeden kenarından uçabiliyor. Ancak geceleri radar cihazları kül bulutunu tespit edemiyor.”

 

İnsan sağlığına zararlı değil

Yanardağın patlaması sonucu açığı çıkan kül bulutunun sağlıklı insanlar için zararlı olmadığı belirtiliyor. İngiliz makamları bronşit, astım gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan kişileri ise uyararark, kül partiküllerinin bu kişileri rahatsız edebileceğini açıkladı. Ancak, külün hayvanlar üzerindeki etkisinin, içeriğindeki flor ve kükürt oranına bağlı olarak daha ağır olabileceği belirtiliyor. Duisburg- Essen Üniveristesi nden yanardağ uzmanı Prof. Ulrich Schreiber şöyle konuşuyor :

 

“Kül, tek başına o kadar kötü değil. Asıl kötüsü, gazın içindeki flor ve kükürt gibi maddeler. Bunlar hayvanlar için çok zararlı. Bu maddeler otların içine karışıyor, hayvanların bunları yemesi büyük sağlık sorunlarına yol açıyor. Geçmişte de İzlanda’da büyük baş hayvanların bu yüksek kükürt oranı yüzünden telef olduğu vakalar görülmüştü.”

 

Haftalar sürebilir

Uzmanlar, faaliyete geçen yanaradağın etkilerinin uzun bir süre daha hissedilebileceğini belirtiyor. Almanya daki Würzburg Üniversitesi nden yanardağ uzmanı Bernd Zimanowski, "Deneyimler, yanardağ faaliyetlerinin en az iki üç hafta, en fazla bir kaç ay sürebileceğini gösteriyor" diyor. İzlandalı jeolog Reynir Bödvarsson ise hava trafiğinin uzun bir süre aksayabileceği görüşünde: “Günler, haftalar belki de aylar sürebilir. Bütün Avrupa bunun etkilerini hissedecek. Rüzgarın gelişimine göre, Kuzey Amerika’da bile etkiler görülebilir. Kül şu anda olduğu gibi büyük bir basınçla volkandan çıkmayı sürdürürse, hava trafiği geniş bir alanda sekteye uğrayabilir.” www.dw-world.de/dw / 16 Nisan 2010

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR