‘Akdeniz için Birlik Projesi’ tutmaz !..

Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy, Türkiye’yi AB’nin dışında bırakabilmek için Almanya Başbakanı Angela Merkel’i de yanına alarak, 2008 yılında “Akdeniz İçin Birlik Projesi”ni ortaya atmıştı.

 

“KUZEY”İN BENCİLLİĞİ

Üçüncüsü, “ enerji güvenliği ” kavramının neredeyse kutsallaştırılarak, Akdeniz’e dair tüm projelerin en öncelikli unsuru haline getirilmesiydi. “Güney” ülkelerinden Avrupa’ya petrol ve doğalgazın “güvenli” ve kesintisiz şekilde taşınabilmesini temin etmeye dönük projeler AB hükümetleri tarafından coşkuyla desteklenirken, “Güney” ülkelerinde gerçekten önem taşıyan sosyal ve ekonomik kalkınma girişimleri benzer ölçüde desteklenmedi.

 

Brüksel, Akdeniz’e kendi perspektifinden yaklaşmaya devam etti. Bazen de, aslında bölge ülkelerinin çok da ihtiyaç duymadıkları, aksine bölgenin ekolojik dengesi üzerinde tamiri imkânsız zararlara yol açabilecek devasa projeler, sırf Avrupa’nın enerji güvenliği idame ettirilebilsin diye gündeme getirildi. Bu konuda en fazla göze çarpan örnek Desertec projesidir.

 

Almanya merkezli bazı enerji şirketlerinin, başta Ürdün olmak üzere Batı yanlısı Arap yönetimlerinin düşünce ağı Roma Kulübü’nin desteğini alarak geliştirdikleri öneriye göre, Kuzey Afrika ülkelerinin ve Arap Yarımadasının çöl bölgelerine binlerce kilometrekarelik bir alanı kaplayacak güneş enerjisi panelleri yerleştirilecek.

 

Buradan elde edilecek elektrik enerjisi nakil hatlarıyla AB ülkelerine ulaştırılacak. İlk bakışta, “Güney” ülkeleri için kârlı bir iş gibi görünse de, projenin astarı yüzünden pahalıya patlayabilir. Zira çöle yerleştirilecek güneş panellerinin temizliği ve elektrik üretecek türbinlerin soğutulması için suya ihtiyaç var. Bu da, zaten temiz su sıkıntısı çekmekte olan ülkelerin kıt kaynaklarının daha da azalmasına yol açabilecek. Dahası, panellerin yol açacağı “yansıma etkisi” sebebiyle küresel ısınmanın artabileceğini ileri süren bilim adamları da var. Son olarak, Mısır’ın Kızıldeniz kıyılarına “ temiz enerji sloganıyla ” Alman ve İtalyan firmaları tarafından yerleştirilen binlerce rüzgâr değirmeninin %20’sinin ilk beş yıl içinde bozulduğu, bunların tamir masrafının Mısır’ın bu ülkelere bağımlılığını artırdığı dikkate alındığında, Desertec projesinin de benzer bir problem yol açabileceği söyleniyor.

 

Kuzey Afrika ülkelerinden Tunus ve Cezayir’de şimdiden bazı aydınlar Desertec projesini “ yeni sömürgeciliğin son örneği ” diye isimlendirdiler. “ Çalınmamış bir tek güneşimiz kalmıştı ” cümlesiyle muhalif bir duruş sergileyenler de var. www.turkiyegazetesi.com.tr / 02.03.2010

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR