Hükümet, geçtiğimiz yıl Danıştay kararıyla nükleer santral ihalesinin iptalinden sonra nükleer maceradan vazgeçmedi ve Ruslarla kanunların üstünden atlayarak bir uluslararası antlaşma imzaladı.

 

Greenpeace Akdeniz’in nükleer karşıtı kampanyası da nükleer saplantıyı öngörerek çok öncesinde başladı. Daha sonra Mersin Nükleer Karşıtı Platform ve KEG gibi başka nükleer karşıtı gruplarla da işbirliği yapınca bugüne kadar 175.000 imza toplandı. Bu imzalar meclise sunuldu. Meclis Genel Kurulu nda yapılan ve Perşembe sabahı, 3’e doğru biten oylamanın sonucunda 210 Evet oyuna karşın 26 Hayır oyu ile anlaşma kabul edildi. Oylamanın ardından Meclis önüne giden Greenpeace eylemcileri, “Nükleere Hayır Hayır Hayır” yazan bir pankart açarak tepkilerini gösterdi Anlaşma Meclis’ten geçti, ancak gezegenin geleceğini düşünenler mücadelenin daha yeni başladığını söylüyor.

 

Sekiz Greenpeace Akdeniz eylemcisi, kömürle çalışan elektrik santralleri protesto etmek amacıyla İsrail in Hadera Termik Santrali’ni durdurdukları için İsrail Polisi tarafından tutuklandı. Tutuklanan Greenpeace eylemcilerinden  5’inin İsrail vatandaşı, 3’ünün ise yabancı uyruklu olduğu bildirildi. Ukrayna’dan kömür getiren Augusta adlı kömür gemisi limana yanaşırken, eylemciler, Greenpeace gemisi Rainbow Warrior’dan şişme botlarla ayrılarak Limana geldiler. İngilizce ve İbranice "kömür öldürür" yazılı pankartı büyük vinçlere tırmanarak asan Greenpeace eylemcileri, kömürlü termik santralin çalışmasını durdurdu ve daha sonra polis tarafından tutuklandı. Geçtiğimiz Pazar günü yine 3 Greenpeace eylemcisi, Güney Afrika’dan İsrail’e kömür taşıyan bir yük gemisine tırmanarak Askhelon santraline kömür boşaltımını engellemişti, bu eylemleri Israil medyasında büyük olay olmuştu. Greenpeace, Askhelon’da kömüre dayalı ikinci bir enerji santralinin yapılmasını protesto ediyor.

 

AB Komisyonu Enerji Komiseri Günther Oettinger, üye ülkelere çağrıda bulunarak Avrupa kara sularında zor şartlarda yapılan yeni petrol sondaj çalışmalarının yasaklanmasını talep etti. Oettinger, Meksika Körfezi’ndeki çevre felaketi devam ettiği sürece ve buradaki petrol sızıntısının durdurularak zararın nedenleri değerlendirilip açıklığa kavuşturulmadan, Avrupa denizlerinde de petrol sondajlarına izin verilmemesini tavsiye etti. Tartışmalar AB Komisyonu nun mevcut düzenlemesinin yeterli olmadığı ve yeni güvenlik düzenlemeleri üzerine odaklandı. Kuzey Denizi nde yaklaşık 400 petrol kuyusu var.  Daha önce Avrupa Parlamentosunda Yeşiller parti temsilcileri, Kuzey Denizi’nde yeni sondajların yasaklanmasını talep etmişlerdi.

 

The Washington Post gazetesi de, denize yayılan petrol karşısında nasıl olup da toplumun derin su sondajlarına itiraz etmediğine dair bir makale yayınladı. Yale Üniversitesi kamuoyu araştırmacısı Anthony Leiserowitz "İnsanların öfkesi BP ye yoğunlaştı. Denize yayılan petrolün dünya doğasıyla ilgili temel bir yanlış olduğu anlayışıyla ilişkisi otomatik olarak kurulamadı." dedi. Sorunun petrol ve fosil yakıt bağımlılığı olduğunu kavramayan kaldı demek.

 

Çatışmalara şiddet içermeyen çözümler sunan Oxford Araştırma Grubu, İran ın nükleer silah elde etme hevesine karşı askeri operasyon seçeneğinin düşünülmemesi gerektiğini ifade etti. Grubun yayımladığı raporda, “İsrail in İran a düzenleyeceği bir saldırı, uzun süreli bir savaşa neden olabilir. Böyle bir hamle İran ın nükleer silah elde etmesini önleyemeyeceği gibi Tahran ın bu amacını güçlendirebilir” denildi. Rapor ayrıca, bu tür bir saldırının Ortadoğu da istikrarsızlık ve güvensizlik ortamı oluşmasına neden olabileceğini belirtti. Bradford Üniversitesi akademisyeni Paul Rogers tarafından hazırlanan raporda, ABD nin İran a karşı askeri bir harekât yapma olasılığının düşük olduğu, ancak İsrail in bu alanda etkinliğini artırdığı da belirtildi.

Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP) üyeleri, Artvin in Şavşat ilçesi Tigrat deresi üzerinde Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yaptırılan tersib bentlerinin yıkılması sonucu sel sularına kapılan 5 kişinin hayatını kaybetmesinin 1 inci yıldönümünde Şavşat ta "HES lere hayır" mitingi düzenlendi. Artvin den Sinop a kadar Karadeniz deki tüm vadi ve derelerin temsilcilerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı mitingde, "Su temel haktır, satılamaz", "Su hayattır satılamaz", "Dereler özgür akacak" ve "HES lere geçit yok" pankartları açıldı, "HES lere hayır" sloganları atıldı. Burada konuşan tertip komitesi başkanı Mümtaz Temiz, “ DSİ yetkilileri, şirket yetkilileri ve sözcüleri gibi ÇED raporu düzenliyorlar. Onlara sorarsanız her şey güllük gülistanlık, ne moloz dökülüyor, ne gürültü oluyormuş, ne ormanlar kesiliyormuş. 49 yıllığına arazimizi kiraladıktan sonra 49 yıl sonra bu doğada hiçbir şey bulamayacağız" dedi. Platform sözcüleri, tüm engellemelere rağmen Artvin de yapımı planlanan 176 HES projesine karşı duracaklarını söylediler. www.acikradyo.com.tr / 16.07.2010

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR