Boğazlardaki akıntıyı elektriğe dönüştürebiliriz
Eğitim uzmanı Latif Mutlu, “200 milyon metreküplük akıntı elektriğe dönüştürülebilir” dedi.
Bilgi Üniversitesi kurucusu ve eğitim uzmanı Latif Mutlu, doğadaki birçok olayın yer çekim gücüyle oluştuğunu, bu oluşum sırasında ortaya çıkan enerjiyle elektrik üretilebileceğini belirterek “Marmara ve Çanakkale boğazlarındaki 200 milyon metreküplük akıntı elektriğe dönüştürülebilir” dedi.
Bilgi Üniversitesi kurucusu ve eğitim uzmanı Latif Mutlu, İÜ Fen Fakültesi’nde düzenlenen ‘Türk Fizik Derneği 27. Uluslararası Fizik Kongresi’nin ‘Uygulamalı Fizik’ dalındaki panelinde ‘Termodinamiğin Yükselişi ve Yıkılışı’ başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Boğazlardaki akıntılardan elektrik elde edilebiliceğini belirterek şunları söyledi:
“Dünya tarihi boyunca farklı enerjiler kullanıldı. Ancak bir enerji çeşidi var ki ne ortaya çıkması için bir başka enerjinin yardımına ihtiyaç var ne de ortaya çıktıktan sonra boşa gidiyor. Hali hazırda kullanılabilir olan bu enerji yer çekim enerjisidir ve bu enerjiyi kullanma çağına geldik. Yer çekim enerjisi dünyada maddenin özünde bir değişiklik yapmadan yeryüzünde oluşan rüzgarları, yağışlar, hidroelektrik santralleri ve okyanuslardaki gelgit olaylarının temel nedeni yer çekim kuvvetidir. Ve kurulan düzeneklerle bu güçten faydalanılarak büyük çapta elektrik enerjisi ve ona bağlı olarak iş elde ediliyor. Akışkanların hareketleri ve yer çekiminin akışkanlar üzerindeki etkisi pratik hayata son 20 yıldır geçirilmiş durumda. Örneğin Çanakkale, Marmara ve Cebelitarık Boğazı’nda yoğunluğu fazla olduğu için, yer çekiminin de etkisiyle, tuzlu sular daha az tuzlu olan suyun altından akıyor. Bu akıntıdan 200 milyon metreküplük bir enerji ortaya çıkıyor ve kullanılmıyor. Bu enerji elektrik üretiminde kullanılabilir. Fransa’da gelgit olayında da aynı şekilde denizlerin yükselip alçalması esnasında ortaya çıkan enerjiyi tribünleri doldurmak için kullanıp elektrik üretiliyor. Yer çekim enerjisi masrafsız, çevreyi kirletmeyen ve tükenmeyecek ve dolayısıyla uluslar arasında çatışma çıkarmayacak bir enerji.”
Mutlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de temel eğitim bilimleri teoriden çok iş öğretimine ağırlık vermeli. Bu eğitimi verecek insanlara da en az profesörlere verdiğimiz maaşları vermeli ve genç öğretmenlerimize ağırlık vermeliyiz. Pratik ve teknik bilgilerin temel bilimlerde yeri büyük ve fen bilimlerinde bu eğitime büyük ağırlık verilmesi gerekmektedir. Finlandiya 1917’de bağımsızlık mücadelesi veren çok fakir bir ülkeyken iş okul öğretmenlerine bu şansı tanıdı ve belirttiğim eğitim sistemine geçtiler. Şu anda refahı çok yüksek bir ülke. Bu eğitimi veren öğretmenlere de büyük maaş bağladıkları için beyinler yurtdışına çıkmıyor. Biz 5060 yıldır beyin göçünü Türkiye’ye getirmek için projeler yapıldığını biliriz ancak maddi imkanlar sağlamadığımız için bu beyinleri geri getiremiyoruz. Son olarak TÜBİTAK tekrar bu konuyu ele aldı ancak maddi karşılık sağlanmazsa yurtdışına giden bilim insanlarımızın geri gelmesi çok zor.”
Yer çekiminden elektrik enerjisi
“Yer çekim enerjisi dünyada maddenin özünde bir değişiklik yapmadan yeryüzünde oluşan rüzgarları, yağışlar, hidroelektrik santralleri ve okyanuslardaki gelgit olaylarını temel nedeni yer çekim kuvvetidir. Ve kurulan düzeneklerle bu güçten faydalanılarak büyük çapta elektrik enerjisi ve ona bağlı olarak iş elde ediliyor. İşte bu termodinamiğin 1. ve 2. kanunlarını yıkan bu yeni görüş beraberinde yenilenmesi gereken bir başka kanunu da getiriyor. Kütlesi en ağır olan maddeyi en altta, en hafif olanı da en üst seviyede bırakan ve ağırlıklarına göre maddeleri sıralandıran güç suyun kaldırma kuvveti değil, yer çekim kuvvetidir.” http://haber.gazetevatan.com / 17 Eylül 2010