Doğal yapılara ilgi duyanlar için

Ekolojik mimari ve doğal yapılarla ilgili uygulamalı atölye çalışması 4-11 Haziran’da Kazdağı’nda gerçekleşecek.

 

"Bir ev düşünün yaşayan, nefes alan… öyle bir ev ki, iklimlere göre kendi doğal ısısını muhafaza eden, suyunu toplayan, atıklarını yöneten, enerjisini üreten, becerikli eller ve doğal malzemelerle, içinde yaşayanların sağlığı ve refahı için sevgiyle yapılmış bir ev…"

 

Ekolojik Mimari ve Doğal Yapılar Atölyesi`nin çağrı metni bu sözlerle başlıyor.

 

Janell Kapoor ve Penny Livingston Stark`ın yöneteceği atölye çalışması 4-11 Haziran 2011 de Kazdağı’nda Bayramiçyeniköy girişiminin ekolojik yerleşiminde gerçekleşecek.

 

Atölye çalışmasını hayata geçirenlerden Filiz Telek amaçlarını şöyle anlatıyor: "İnşaat sektörü kaynakların çıkarımı, yapı materyallerinin üretim süreçleri ve nakliyesi ile ekosistemleri ciddi anlamda yıkıma uğratıyor. Modern teknoloji harikası binaları inşa ederken, kaynakları hiç bitmeyecekmiş gibi harcıyor, fosil yakıt kullanılan, yüksek enerji girdili üretim süreçlerinde sera gazlarını atmosfere salarak iklim değişikliğine katkı vermiş oluyoruz. Mesela çimento üretiminin ve nakliyesinin global karbondioksit salımının % 5 - 10’unu oluşturduğunu biliyor musunuz? Üstüne üstlük yapı malzemelerinde kullanılan toksik kimyasallar ve estetik yoksunu beton binalar hem fiziksel hem psikolojik sağlığımızı tehdit ediyor.

 

Ekolojik bir yapı demek sadece doğal materyallerle (kil, kum, ahşap, taş, bambu, saman gibi) yapılmış bir yapı demek değildir. Bir yapı bütüncül olarak, yani o alanda yaşayacak ve/veya çalışacak canlıların temel (doğal ışık, su, gıda, sağlıklı solunum, estetik) ve spesifik ihtiyaçlarını, verimli ve üretken doğal bir ekosistem gibi, döngüsel ve sürdürülebilir bir şekilde karşılayabilmelidir. Az enerji tüketmeli ve bu enerjiyi de güneş ya da rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklardan elde etmelidir, bakımı kolay ve ekonomik olmalıdır. Ekolojik bir yapı bulunduğu ortamın ve kullanıcının koşullarına göre tasarlanmalıdır.

 

Sürdürülebilir yaşam ve ekoloji bilincinin son yıllarda gelişip yayıldığı ülkemiz ekolojik mimariye hiç de yabancı değil. Karadeniz’in güzelim ahşap evleri, Ege’nin yazın serinliğiyle ferahlatan taş evleri ya da İç Anadolu’nun sıcacık kerpiç evlerini hepimiz biliriz. Yapmamız gereken elimizdeki bu bilgeliklerin ve değerlerin farkına varmak ve geleneksel teknikleri permakültür gibi doğayı okuyan ve taklit eden sistematiklerle destekleyerek, sağlıklı ve estetik yaşama hakkımızı yeniden kazanmak. Dünyada ciddi bir harekete dönüşmüş olan ekolojik mimari ve doğal yapı hareketini takip ederek, bu konularda öğrenebileceğimiz, paylaşabileceğimiz hatta imece usulü evlerimizi birlikte yapabileceğimiz fırsatları yaratarak ekolojik mimarinin ülkemizde yeniden, sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam için tercih edilen bir seçim olmasını sağlayabiliriz.

 

Bu atölyenin amacı Türkiye’de hali hazırda var olan ekolojik mimari yaklaşımların yanısıra tüm dünyada kullanılan bazı temel tekniklerin paylaşılması ve Türkiye’de pratik ve uygulamalı, işbirliği ve imeceye dayanan bir ekolojik mimari hareketinin ve topluluğunun temellerinin atılması…

 

Uygulamalı ve Türkçe çeviri ile gerçekleşecek olan atölyemiz, ekolojik mimari ve doğal yapı tekniklerine genel bir giriş, tasarım, doğal inşaat materyallerini avantajları ve dezavantajlarıyla tanıma ve temel, duvar, sıva, rötuşlarla ilgili ekolojik yöntemleri kapsıyor.

 

Eğer siz de seveceğiniz ve sizi sevecek bir ev ya da yapılar yapmayı öğrenmek ya da en azından ekolojik mimari ile ilgili bilgi ve deneyim sahibi olmak istiyorsanız, bu atölye çalışması sizin için!"

 

EKOLOJİK MİMARİ VE DOĞAL YAPI ATÖLYESİ

4-11 Haziran 2011

Bayramiç (Kazdağı), Çanakkale

www.ntvmsnbc.com

21.04.2011

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR