Elektrikli otomobil çok sessiz çalıştığını anlamak bile zor

Giderek rezervi tükenen petrol tehlike sinyallerini veriyorken, otomotiv sektörü ALTERNATİF enerji arayışını hızlandırdı. Cari açığımız içinde en büyük kalemi enerji oluşturuyorken Bursa`da üretilen ve tamamıyla elektrikle çalışan otomobiller artık hayata geçiyor.

 

Fluence ve Kangoo Zero Emisyon Z.E.`nin test sürüşü için Renault Türkiye ekibiyle Lizbon`dayız. Bizimle birlikte Bulgaristan, Hong Kong, Romanya ve Singapur`dan gelen gazeteciler de araçları test edecekler. Renault Genel Müdürü İbrahim Aybar`ın da altını çizerek ifade ettiği gibi çok önemli bir dönüşüme tanıklık edeceğiz.

 

Hikâye 2009`da Renault Grup Başkanı Carlos Ghosn`un, "Dünya karbondioksit üretiminin yüzde 25`i petrol tüketiminden kaynaklanıyor. Renault markası olarak çözümün bir parçası olacağız." sözleriyle başlamış. 2011 sonuna elektrikli cihazları yetiştirme sözünü de veren Başkan Ghosn bu sözünü tutmuş gözüküyor.

 

2012`de 4 bin adet elektrikli araç piyasaya sunulacak ve bunların 300 tanesi Türkiye`ye gelecek. Araçlardan biri Başbakan`a sunulacak. Diğerlerinin de yeri neredeyse belli. İBB başta olmak üzere bazı belediyelerle kamu kuruluşlarının bu ilk partiyi deneme şansı olacak. İbrahim Aybar elektrikli otomobilin termik modele göre pek çok açıdan avantajlı olduğunu söylüyor. Elektrikli otomobiller konusunda Renault-Nissan ittifakını yaptıklarını sözlerine ekleyen Aybar, 2020 yılında piyasadaki otomobillerin yüzde 10`unun elektrikli olacağını belirtiyor. Elbette otomobillerden havaya salınan karbondioksidin yüzde 13`e yakınının azalmasının koşulsuz fayda olacağını daha baştan söylemek lazım. Giderek azalan petrolü en çok kullanan sektörlerden birinin otomotiv olduğunu da dikkate alırsak elektrikli otomobillerin önemi ortaya çıkar. Elektrikli otomobiller yaklaşık 10 yıl dayanan pillerden enerjilerini sağlayacaklar. Bir pil dönüşüme gitmeden üç kez yeniden doldurularak kullanılabilecek. Pillerde lityum kullanılıyor. Bu maddenin başta Çin, Afganistan ve Güney Amerika`da 17 milyon ton rezervi olduğu tahmin ediliyor. Otomobil pilleri şimdilerde Avrupa`da 75 Euro`dan başlayan fiyatlarla kiralanabiliyor. Toplam fiyatı 20 bin Euro`dan başlayıp 26 bin Euro civarında olması planlanan Fluence`in pilleri bu fiyatı kapsamıyor. Termik modellerle aynı fiyatta satışa sunulacak olan elektrikli versiyon 2012`de en geniş ürün gamıyla yüzde 100 elektrik motorlu otomobilleri piyasaya sunacak. Renault bu alandaki en büyük şirket olmayı hedefliyor. Fluence Z.E. 185 km yol yaptığında aynı mesafeyi termik araçların yakıt masrafının çok daha altında bir maliyete mal ediyor. Bulunulan bölgedeki kWh satış rakamına göre 100 kilometrede ortalama 2 Euro`luk bir elektrik enerjisi harcıyor. Aynı mesafe dizelde 25 TL, benzinde yaklaşık 35 TL olarak hesaplanıyor. Arabanın 50 km hıza çıkması 4 saniyede olurken enerjinin yüzde 91`i tekerleklere gidiyor. Oysaki termikte bu oran yüzde 35. Gerisi havaya gidiyor.

 

Elektrikli otomobillerin yaygınlaşabilmesi için en önemli nokta elektrik şarj merkezlerinin çoğalması. Şimdilerde 10 kadar şarj merkezi İstanbul`da hizmet veriyor. İster evi müstakil olanlar için tek başına ister apartman sakinleri için hep birlikte bir Wall-Box`a sahip olmak mümkün. Wall-Box`ın kullanımı ise çok basit. Wall-Box evde standart şarjın olmazsa olmaz ekipmanı. Bu, elektrik sayacınız gibi duvara monte edilen bir kutu. Kutunun yetkili bir elektrikçi tarafından monte edilmesi gerekiyor. Gece veya talebin az olduğu saatlerde en iyi elektrik fiyatlarından yararlanmak için elektrik şebekesi ile iletişim kurma olanağını sunuyor. Batarya duvar tipi prizle 6 ila 8 saatte tamamen şarj oluyor. Avrupa`da 2012`nin ilk yarısında 50.000 şarj noktasının hizmette olacağı öngörülüyor.

 

Arabanın çalıştığını anlamak bile zordu

İlk kez elektrikli bir araç kullanacağım, heyecanlıyım. Renault Genel Müdürü Aybar `kolay` diyor. Arabayı çalıştırmak üzere kontağa elimi uzatıyorum oysaki çalışıyormuş. Lizbon sokaklarında Fluence`in direksiyonundayım. Navigasyon beni yönlendiriyor. Araba inanılmaz sessiz, sarsılmıyor bile. Hal böyle olunca navigasyonun azizliğine uğrayıp kaybolsam bile araba kullanmak keyfe dönüşüyor. İstanbul koşullarını düşünerek `Acaba bizde bu araç tutar mı?` diyorum. Ses izolasyonu, hava temizliğine katkısı ve hele sıfır karbondioksit denilince `Her koşulda bu araba İstanbul`a lazım.` diyorum. Bir de şu Bursa`da üretme meselesi var ki sanırım en iyi haber bu olmalı.

Günseli Ö. Ocakoğlu

www.zaman.com.tr

03.11.2011

BU BÖLÜMDEKİ DİĞER BAZI BAŞLIKLAR