Bakan Yıldız “11. Uluslararası Enerji Arenası”na katıldı …

Bakan Yıldız, Bu yıl sonunda enerji ile alakalı tüketim verilerinin yüzde 6 lar civarında bir daralmayı gösterdiğini hep beraber müşahede edeceğiz. Bu küçülmeyi dikkate aldığımızda 100 milyon ton petrole eşdeğer olduğunu göreceğiz dedi. Doğalgaz tüketimi ile alakalı 2008 e göre yüzde 9 oranında azalma olduğunu söyleyen Yıldız, bu yıl al ya da öde ile ilgili başlıkların ön plana çıktığını gördüklerini belirtti.

Enerji sektörünün her zaman en somut göstergelerden biri olduğunu, her zaman refakat, dikkat edilmesi gerektiğini belirten Yıldız, Enerjinin çok fazlası da zarar, çok azı da. Azı ile alakalı problem farklı, fazlasıyla alakalı problem farklı. Hindistan da arz güvenliği ile alakalı, alım garantili 3 bin megavat almadıkları halde elektriğini ödedikleri rakamlar oldu. O yüzden bu üretimleri özel sektörle beraber bir ahenk içinde götürmemiz gerek dedi.

Taner Yıldız, 2008 yılında 198 milyar kilovat saat gerçekleşen elektrik üretiminin 2009 yılında yüzde 1,9 azalarak 195 milyar kilovat saat civarında olacağını söyledi.

2010 yılında elektrikteki üretim artışının yaklaşık yüzde 75 inin doğalgazda olacağını ifade eden Yıldız şunları kaydetti : Bu çok istediğimiz bir şey değil. Özellikle bakanlığımızın koyduğu hedeflerde 5 temel sütun üzerine oturtmaya çalıştığımız hedeflemelerden biraz sapıyor ama bir geçiş dönemindeyiz. Bunu şu anda yapmak zorundayız. En yakın tehlike, bertaraf edilmesi gereken tehlikedir diye askerlikte öğrenmiştik. Enerji sektöründe de aynı. Arz güvenliği ile alakalı bir konu varsa öncelikle onu bertaraf etmek zorundayız çünkü enerjinin olmamasının izahı yok. O yüzden bunu tedricen yapacağız. Özellikle önümüzdeki yıl hedeflenen büyüme rakamlarıyla beraber 202 milyar kilovat saate tekrar ulaşacağımızı düşünüyoruz.

NÜKLEER ENERJİ

Yıldız, 2010 yılında dağıtım şirketleriyle alakalı özelleştirme gruplarının mutlaka önemli kısmının minimum 45-50 il arasında özelleştirme yapılması gerektiğini, kalan illerde de rehabilitasyon çalışmalarına bu yıldan itibaren başlanmış olacağını vurguladı.

Nükleer santrallerle alakalı 2010 yılının çok hareketli geçeceğini tahmin ettiğini belirten Yıldız, Hem Akkuyu hem de Sinop la alakalı hem de yeni yerlerle alakalı yapacağımız çalışmaları rahatlıkla söyleyebilirim. Şimdiye kadar kaybedilen zamanı telafi etmek açısından 2010 yılını bir fırsat olarak görüyorum. Temelleri mutlaka atmamız gerekiyor, çok vakit kaybettik dedi.

2010 yılında çok fazla iş yapacaklarını, doğalgaz piyasaları ile alakalı kanuni düzenlemeler olduğunu anlatan Yıldız, 2010 yılı bütçesiyle alakalı çalışmalar devam ederken biz de bu arada taslaklar, kanun tasarısı üzerinde Bakanlıkta çalışacağız. Özel sektörden katkıları da peyder pey almış olacağız diye konuştu. Yıldız şunları kaydetti : Rüzgarı lütfen A firmasına değil bana ver diyen firmalar görüyoruz. Kanunun TBMM de bekliyor olması sektöre çok fazla bir kan kaybı sağlamıyor. Tabloya net bakmak açısından söylüyorum. Gerçek yatırımcıyla çantacı diye tabir ettiğimiz spekülatif yatırımcıların mutlaka ayırt edileceğini, bu salonlarda bulunmakta zaman zaman güçlük çekeceğini, piyasadan yavaş yavaş çekilmek zorunda kalacaklarını söyleyebilirim. Lisan kavramının daha değerli olacağı ortamı oluşturmak istiyoruz.

GLOBAL KRİZ VESİLESİYLE OLUŞAN DURGUNLUĞUN NE KAMUYU NE DE ÖZEL SEKTÖRÜ REHAVETE SÜRÜKLEMEMESİ LAZIM

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Global kriz vesilesiyle oluşan durgunluğun ne kamuyu ne de özel sektörü rehavete sürüklememesi lazım. Bunun bir yıllık bir kesinti diye adını koyalım. Nefes alma yılı olarak kabul edelim dedi.

11. Uluslararası Enerji Arenası nda konuşan Yıldız, petrol fiyatlarının düşmesi ile beraber yenilenebilir enerji kaynaklarıyla alakalı yatırımların fizibil olup olmadığının tartışıldığını, bunlarla alakalı kafaların karışık olduğunu söyledi.

Dünya ekonomisinin globalleştiğini, ancak ulusal politikaların hala ulusal halde kaldıklarına dikkati çeken Yıldız, bunun da çözülmesi gerektiğini vurguladı. Yıldız, Değişimin riski var, ancak buna rağmen statükonun riski bu değişimin riskinden hala büyük kalıyor mu, bunlar da önemli konular dedi.

30 OECD ülkesinin politika koymasıyla bu işlerin bire bir tamamlanamadığını söyleyen Yıldız, Çünkü Hindistan, Çin ve Rusya bu temel politika koyucuların dışındaki ülkeler. Dünyanın 2030 yılına kadar tüketim eğrilerini yarı yarıya etkileyebilecek üç ülke. O yüzden bunların bir fay hattı, fay kırıklığı oluştu mu?, Dünyada bunlarla alakalı yeni bir yapılanma mı var? Bunların sorgulandığı bir dönemdeyiz şeklinde konuştu.

Serbestleşmede kamunun rekabet gücünü bozmaksızın, rekabette bir özel sektör gibi davranmasını beklemek gerektiğini ifade eden Yıldız, kamunun hem enerjide hem elektrikte aktiflerine, pasiflerine dikkat eden bir özel şirket gibi davranmak durumunda olduğunu, o zaman bazı işlerin değişeceğini, kamunun bazı kalemleri sübvanse etmesini beklerken daha dikkatli davrandığını göreceklerini aktardı.

TÜRKİYE DE KRİZİN FIRSATA DÖNDÜĞÜNÜ SÖYLEMELİYİM

Dünyada petrol ve doğal gaz yatırım bütçelerinin 2009 yılında 2008 e göre 100 milyar dolar civarında bir kesintiye uğradığını belirten Yıldız, yüzde 3,5 lik düşüş beklentisiyle beraber global elektrik tüketimindeki rakamların petrol talebinde yüzde 3 lük düşüşe sebep olduğunu anlattı.

Bakan Yıldız, şunları kaydetti : Aslında global kriz vesilesiyle oluşan durgunluğun ne kamuyu ne de özel sektörü rehavete sürüklememesi lazım. Bunun bir yıllık bir kesinti diye adını koyalım. Belki de herkesin çayını, kahvesini içip politika üretecekleri, yatırımlarını düzenleyebilecekleri, nefes alma yılı olarak kabul edelim. Türkiye de arz güvenliği ile alakalı bu genel krizin bir fırsata döndüğünü açıkça söylemeliyim.

DÜNYADA YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI YATIRIMI YÜZDE 38 DÜŞTÜ

2009 yılında yenilenebilir enerji kaynakları yatırımının dünyada yüzde 38 civarında düştüğünü ifade eden Yıldız, OECD ülkelerinin enerji üretimindeki payının yüzde 38 den 29 a düştüğünü bildirdi.

Taner Yıldız, O zaman 1973 ten bu tarafa dünyadaki enerji politikalarını belirleyen ajansın hem kendini tekrar kritize etmesi hem de Rusya, Hindistan ve Çin ile beraber davranması gerekmekte ve bu ülkenin de ikna edilmesi gerekiyor. Çünkü 2030 a varıncaya kadar tüketimin hemen hemen yarısını düzenleyecek 3 tane ülke dedi.

Hükümetin son 6 yıl içinde yaptığı enerji diplomasisinin temelinde yatan sebebin bu korelasyon olduğuna işaret eden Yıldız, Nabucco ile beraber hareketlenen, Türkiye nin  haklı coğrafyasından kaynaklanan avantajlarını kullanmak istemesinin son derece doğal olduğunu kaydetti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Nabucco ile beraber Rusya ile yaptığımız anlaşmalar paketi ve hemen akabinde Türkmenistan, Azerbaycan, İran, Irak, Suriye nin dahil olduğu, Gürcistan ın elektrikte dahil olduğu anlaşmalar manzumesine dönüşmüştür. İnşallah önümüzdeki süreçte arz kanadı ile Azerbaycan ile yapacağımız anlaşmanın her iki ülkenin de lehine olacak şekilde nihayetlenmesi, resmin tamamını görmek açısından önemli anlaşma diye konuştu. Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü : Bu konuda hem Enerji Bakanlığındaki diplomasiyi yürütecek ekibin hem de Dışişleri Bakanlığındaki ekibin bir yerde yeniden dizayn olmasını avantaj olarak görüyorum. Yurt dışında tek ses olarak birbiriyle dayanışma içinde yürüyen bir yapı kurulmuş olacak. Belki de hem petrol hem de doğal gaz hatlarıyla beraber belki 7-8 tane line ın dizayn edildiğini inşallah önümüzdeki yıllarda görmüş olacağız.

SİYASİ İSTİKRAR BÜTÜN SEKTÖRLERİN BAŞINDADIR

Demokratik açılımdan tutun, Türkiye deki her önemli konunun enerji sektörünü ilgilendirdiğini ifade eden Yıldız, Siyasi istikrar bütün sektörlerin başındadır. İktisatta bir kural var; hiçbir sektörün büyüklüğü toplam siyasi istikrarın mutlak değer büyüklüğünü geçemiyor . Biz enerjide ne kadar işler yaparsak yapalım hepsinin bağlı olduğu tek bir nokta var; Türkiye de siyasi istikrar dedi.

Yıldız, 2010 yılında elektrik üretiminin yüzde 4 artarak 202 milyar kilovat saati yakalayacak olmasının da önemli bir hedef olduğunu vurguladı.

www.enerji.gov.tr / 04 Kasım 2009